Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/8625 E. 2010/7534 K. 20.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8625
KARAR NO : 2010/7534
KARAR TARİHİ : 20.12.2010

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 106 ada 2 parsel sayılı 2195.02 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 4753 sayılı Yasa ile oluşan tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı … ve …, yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişme konusu 106 ada 2 sayılı parsel sayılı taşınmazın davacılar … ve … adlarına eşit paylar oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece Hazineye ait Ağustos 927 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydının taşınmazı kapsadığı; ancak, kaydın sınırları sabit olmasına rağmen, miktarının sınırların kapsadığı yer kadar büyük olmadığı, nereye tekabül ettiğinin bilinememesi nedeniyle uygulama imkanı bulunmadığından 1963 yılında 4753 sayılı Yasa ile Hazine adına tapuya tescil edilerek tapulu taşınmaz haline döndüğü ve bu tapunun tesisinden geriye doğru davacılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 46. maddesinde öngörülen 20 yıl süre ile malik sıfatıyla zilyetlik koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmazın bulunduğu bölgede Toprak Komisyonunca 4753 ve 5618 sayılı yasalar uyarınca çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda, kadastro tespiti sırasında taşınmaza uygulanan ve uyduğu tespit edilen 8.11.1963 tarih ve 438 numaralı tapu kaydı ile taşınmaz, Hazine adına tescil edilmiştir. Hazinenin tapu kayıtlarının dayanağını teşkil eden 20.7.1963 tarihli belirtmelik tutanağının 21/17 nolu parseli ile Fehim Atlık icarında olduğu, kaçak ve yitik kişilerden Hazineye intikal ettiği, 1937 tarih 9-16 tahrir numaralı vergi kayıtları ve Ağustos 927 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydı ile Hazine adına kayıtlı olduğu, 1951 yılında köye gelen şahısların Hazineden icar ile kullandığı belirtilerek Hazine adına belirtmesi yapılarak; Hazine adına tapu kayıtları oluşturulmuştur. Mahkemece belirtmelik tutanağında uygulanan Ağustos 927 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydı tüm tedavülleri varsa haritası ile birlikte getirtilmemiş, kaydın kadastro tespiti sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmamış, varsa bu taşınmazların kadastro tespit tutanak suretleri getirtilmek suretiyle tapu kaydı, revizyon gördüğü parseller de dikkate alınarak keşifte uygulanan kaydın kapsamının varsa haritasına göre, haritası yoksa “İspiril Dağı, Miciç banisi, Haci bal ziyareti ve Nihil” olan hudutları itibarı ile gayri sabit hudutlu olduğu gözönüne alınarak miktarına göre kapsamının belirlenmesi gerektiği düşünülmemiştir. Yine belirtmelik tutanağında uygulanan 1937 tarih 9-16 tahrir numaralı vergi kayıtlarının tümü ve tahrir kayıtlarının Hazine adına oluşum nedenine ilişkin belgeler getirtilmemiş, belirtmelik tutanaklarına göre Hazineye ait aynı tapu ve vergi kayıtlarının uygulandığı taşınmazlar hakkında, şahıslarca Hazine aleyhine açılan ve Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davaların birleştirilmesi gerektiği düşünülmemiştir. Dosyaya getirtilen nüfus kayıt örneğinden belirtmelik bilirkişilerinin ölü olduğu anlaşılmakta ise de belirtmelik tutanağında muhtar ve aza olarak imzası bulunan şahısların ölü olup olmadıkları araştırılmamış; sağ iseler belirtmelik tutanağının içeriği hakkında tanık olarak bilgilerine başvurulmamıştır. Yine belirtmelikte isimleri geçen şahısların kim oldukları ve icarcı olup olmadıkları üzerinde de durulmamıştır. Böylesine eksik inceleme ile karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle belirtmelik tutanağında gösterilen Hazine adına kayıtlı Ağustos 1927 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri, varsa haritası, tapu kaydı, varsa kadastro sırasında revizyon gördüğü parsellerin kadastro tespit tutanağı suretleri, 1937 tarih 9-16 tahrir numaralı vergi kayıtları ile bu kayıtların Hazine adına kaydedilmesinin nedenini oluşturan oluşum belgeleri, belirtmelikte imzası bulunan tüm muhtar ve azaların nüfus kayıt örnekleri getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra; taşınmaz başında yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, belirtmelik ve tespit bilirkişileri ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte yerel bilirkişiler yardımı ile Ağustos 1927 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak, hudutları zeminde tek tek göstertilmeli, gösterilen hudutlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, kaydın haritası varsa kapsamı haritasına göre, haritası yoksa kayıt hudutları gayri sabit olduğundan miktarına göre kapsamı belirlenmeli, tapu kaydı kapsamı belirlenirken söz konusu kaydın revizyon gördüğü parseller nazara alınmalı, aynı şekilde belirtmelikte uygulanan vergi kayıtları da uygulanarak kapsamı belirlenmeli, bu kayıtlarının Hazine adına oluşum nedeni üzerinde durulmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne olduğu, kim veya kimler tarafından ne suretle ve ne zamandan beri kullanıldığı, icar ile kullanılıp kullanılmadığı, taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kalıp kalmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, belirtmelikte imzası bulunan muhtar ve azalar sağ iseler belirtmeliğin içeriği hususunda beyanlarına başvurulmalı, Hazine adına oluşan tapu kayıtlarının dayanağı belirtmelikte Ağustos 1927 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydının uygulandığı ve aynı şekilde davalı bulunan tüm parsellerle ilgili dava dosyalarının birleştirilmesi gerektiği düşünülmeli, teknik bilirkişiden keşfi takibe imkan verir ve uygulanan kayıtların kapsamını gösterir ayrıntılı ve krokili, ziraat mühendisi ve jeofizik mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliğini gösterir rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 20.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.