Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/8339 E. 2011/3814 K. 24.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8339
KARAR NO : 2011/3814
KARAR TARİHİ : 24.06.2011

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 28.09.2010 gün ve saatte temyiz eden … mirasçıları vs. vekili Avukat … ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat Ulviye Sarp geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Hazinenin kendisini vekille temsil ettirdiği halde komisyon kararının Hazine temsilcisine tebliğ edilmiş olması, komisyon kararının tebliği tarihinde ölü olduğu anlaşılan muteriz … mirasçıları yerine kardeşine tebligat yapılması ve komisyon kararı öncesi yargılamaya katılan müdahiller Rıfat Gürüz ve arkadaşlarına komisyon kararının tebliğ edilmemiş bulunması karşısında komisyon kararının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği ve görevin kamu düzenine ilişkin bulunduğu açıklanarak görevin Kadastro Mahkemesine ait bulunduğu” hususuna değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli parselin Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılardan … mirasçıları ve arkadaşları vekili ile … tarafından temyiz edilmiştir.
1- Hükmü temyiz eden davacı …, davasının reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesinde verilen hükmü temyiz etmemiş olmakla, hüküm kesinleşmiş olup, buna göre son hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığından, temyiz inceleme isteminin REDDİNE,
2- Davacı Hüsna Akın mirasçıları vekili ile davalı … ve arkadaşları vekilinin temyizine gelince; Mahkemece çekişmeli taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden Hazineye intikal eden yerlerden olduğu hususu tam olarak sabit olmamakla beraber, davalılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğunun da ispat edilemediği gerekçesi ile çekişmeli taşınmazın davacı Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı ….ın Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu kaydına dayanarak açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddi üzerine, adı geçen davacının mirasçıları ve Hazine hükmü temyiz etmiş, hüküm Tapulama Komisyonu kararının ilgililere usulüne uygun biçimde tebliğ edilmemesi nedeni ile tutanağın kesinleşmediği belirtilerek görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olduğu gerekçesi ile bozulmuş, sair yönlerden inceleme yapılmamıştır. Görevsizlik kararı ile dosya kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Bu durumda, davacı Hüsna’nın davası yönünden inceleme yapılmamış olması nedeni ile davasının reddi hakkındaki kararın kesinleştiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca, Hüsna’nın davası yönünden de iddia ve deliller birlikte
değerlendirilerek hüküm kurulması zorunludur. Öte yandan, mahkemece görevsiz mahkemede yapılan keşfe dayanılarak, tespite aykırı sonuca ulaşıldığı halde tespit bilirkişilerinin sağ olup olmadıkları araştırılarak aykırılığın giderilmesi yönünden dinlenmeleri gereği gözetilmeden karar verilmiş olması da isabetsizdir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için tarafların iddia ve savunmaya ilişkin delilleri toplanmalı, tespit bilirkişilerinin sağ olup olmadıkları araştırılmalı, davacı Hüsna Akın’ın dayanağı olan Haziran 1314 tarih ve 5 sıra numaralı tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve haritası ile çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların onaylı tutanak suretleri ve dayanağı olan belgeler ve tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği merciilerinden sorularak, varsa revizyon gördüğü parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilip, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ve sağ iseler tüm tespit bilirkişileri huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında davacı Hüsna’nın dayandığı tapu kaydı okunup hudutları mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmeli, varsa revizyon gördüğü parseller nazara alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, taşınmazın kısmen ya da tamamen tapu kaydı kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde, yine tespite esas 1937 tarih ve 29 sıra numaralı vergi kaydı uygulanarak kapsamı belirlenmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, kaçak ve yitik kişilerden kalıp kalmadığı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği, vergi kaydı malikleri ile tespit malikleri arasındaki irs ilişkisinin ne olduğu hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, … mühendisi bilirkişiden komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmaz hakkındaki dava ile davacı Hüsna Akın’ın aynı tapu kaydına dayanarak 175 sayılı parsel hakkında açtığı davanın birleştirilmesi gerekip gerekmediği hususu üzerinde durulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Hüsna Akın mirasçıları vekili ile davalılar … ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 750.00 TL. vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren tarafa verilmesine, 24.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.