Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/7796 E. 2010/7528 K. 20.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7796
KARAR NO : 2010/7528
KARAR TARİHİ : 20.12.2010

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 108 ada 22 parsel sayılı 11288.99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 4753 sayılı Yasa ile oluşan tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişme konusu 108 ada 22 parsel sayılı taşınmazın davacı … adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 46 maddelerinde yazılı koşulların gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme ve hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın sınırında Toprak Tevzi Komisyonunca 89 parsel, kadastroca 108 ada 1 sayılı mera parseli olarak sınırlandırılan taşınmaz bulunduğu halde mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde tahsisli ya da kadim mera olup olmadığı, taşınmazın bitişikteki meradan açılıp açılmadığı yöntemince araştırılmamıştır. Her ne kadar keşif sonucu düzenlenen uzman ziraatçi bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın “mera olmadığı” belirtilmiş ise de, zirai bilirkişi raporu hükme elverişli değildir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; taşınmazın bulunduğu bölgede mera tahsis kaydı bulunup bulunmadığı idari mercilerden sorularak varsa mera tahsis kaydı ve haritası getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen, komşu köyden seçilecek yerel bilirkişi kurulu ve yine aynı yöntemle belirlenecek tanıklar, sağ iseler belirtmelik tutanağında adı geçen muhtar ve azalar, tespit bilirkişileri, fen ve üç kişilik zirai bilirkişi kurulu katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritası ile kadastro paftası çakıştırılmak suretiyle yerel bilirkişi yardımı ve fen memuru eli ile yerine uygulanarak taşınmazın mera tahsis haritası kapsamında kalıp kalmadığı saptanmalı, yerel bilirkişi, tanıklar, tespit bilirkişileri ve sağ ise belirtmelikte adı geçen muhtar ve azalardan dava konusu taşınmazın öncesinin kadim mera olup olmadığı, sınırındaki meradan açılıp açılmadığı, kim veya kimler tarafından ne surette ve ne zamandan beri kullanıldığı, taşınmazın kanunları gereğince devlete kalan taşınmazlardan olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, eylemli durumda çekişmeli taşınmazın sınırında bulunan mera parselinin kadim ya da tahsisli mera olup olmadığı üzerinde durulmalı, ziraat mühendislerinden oluşacak 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan arazinin niteliği, toprak yapısı, komşu mera parseli ile arada ayırıcı doğal ya da yapay sınır bulunup bulunmadığı, meranın devamı niteliğinde bulunup bulunmadığı, mera bütünlüğünü bozup bozmadığı konusunda ayrıntılı ve gerekçeli, bilimsel verilere dayalı bilgi alınmalı, önceki ziraatçi bilirkişi ile keşifte dinlenilecek zirai bilirkişilerin raporları arasında çelişki olduğunda çelişkinin nedenleri üzerinde durulmalı, taşınmazın niteliği kesin olarak saptanmalı ve mahkemenin bu konudaki gözlemi de keşif tutanağına geçirilmeli, fenni bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, taşınmazın keşif sırasında çektirilecek fotoğrafları üzerinde taşınmazın sınırlarının ve mera parseli ile aradaki sınırın kabaca gösterilmesi sağlanmalı, çekişmeli taşınmazın sınırındaki 108 ada 1 sayılı mera parseli davalı bulunduğundan mera parseline ilişkin dava dosyasında toplanan deliller ve teknik bilirkişi raporları da nazara alınmalıdır. Tüm deliller toplanarak ve birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.12.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.