Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/7428 E. 2010/6436 K. 08.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7428
KARAR NO : 2010/6436
KARAR TARİHİ : 08.11.2010

MAHKEMESİ :AĞIR CEZA MAHKEMESİ

Ödeme şartını ihlal eyleminden sanık …’in, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340.maddesi gereğince 1 ay tazyik hapsi cezası ile cezalandırılmasına dair … 11.İcra Mahkemesinin 27/01/2010 tarihli ve 2009/405 Esas, 2010/13 sayılı kararını müteakip, … Cumhuriyet Başsavcılığınca anılan kararın kesinleşip kesinleşmediği hususunda tereddüt hasıl olduğundan bahisle vukubulan talep üzerine mahkeme kararının kesinleştiğine ilişkin aynı Mahkemenin 10.06.2010 tarihli, 2009/405 Esas, 2010/13 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair, … 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 22.6.2010 tarihli ve 2010/726 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Tebliğname ile;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/11/2006 tarihli ve 2006/6-123 Esas, 2006/229 sayılı ilamı ile Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 13/07/2009 tarihli ve 2009/8068 Esas, 2009/10789 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca karar ve hükümlerde, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin gerekmesi karşısında, müşteki vekilinin yüzüne karşı sanığın yokluğunda verilen söz konusu kararda başvuru şekli, başvuru süresinin ne zaman başlayacağı konusunda tebliğ ve tefhimden hangisinin esas alınacağı ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceği hususları gösterilmediği gibi, kanun yolu, süresi, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin açıkça gösterildiği meşruhatlı davetiye de gönderilmediği cihetle, anılan kararın kesinleşmemesi sebebiyle infaz için gönderilen kararın kesinleşip kesinleşmediği hususuna yönelik … Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine verilen aynı Mahkemenin 10.6.2010 tarihli kararına yönelik itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde, isabet görülmemekle anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 17.09.2010 gün ve B.03.0.CIG.0.00.00.04-105-34-4603-2010/10716/56501 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 1.10.2010 gün ve K.Y.B.2010/230362 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Sanığın 1 ay tazyik hapsi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin müşteki vekilinin yüzüne karşı sanığın yokluğunda verilen … 11.İcra Mahkemesinin 27.01.2010 tarihli kararının Anayasa’nın
40/2, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/2, 231/2 ve 232/6.maddelerine aykırı olarak başvuru şekli ve süresinin başlangıcı konusunda, tebliğ ve tefhimden hangisinin esas alınacağı ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceği hususlarının gösterilmediği gibi, bu hususları içeren meşruhatlı davetiye de gönderilmediği cihetle, icra mahkemesinin anılan kararın kesinleştiğinden söz edilemeyecektir. Hal böyle olunca, itiraz merciince itirazın bu yönden kabulüne karar verilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname kısmen yerinde görülmekle … 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 22.6.2010 tarihli ve 2010/726 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309/4-a maddesi gereğince BOZULMASINA, dosyanın yerel mahkemesine gönderilmek üzere, Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 08.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.