Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/7424 E. 2011/5027 K. 29.09.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7424
KARAR NO : 2011/5027
KARAR TARİHİ : 29.09.2011

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 113 ada 2 parsel sayılı 142,69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı …, 114 ada 2 ve 113 ada 4 parsel sayılı 440,65 ve 403,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise aynı nedenlerle davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı … ve …, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın, keşif giderlerinin yatırılmaması nedeni ile reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, verilen kesin süre içerisinde masrafının karşılanmamış olması nedeniyle davacı taraf keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılarak ve mevcut delil durumuna göre de, kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36/1. maddesinin, ara kararı gereğini yerine getirmekle yükümlü taraf aleyhine uygulanabilmesi için dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra yapılacak oturumda keşif gününün belirlenmesi, keşif için gerekli hakim, katip, mübaşir, taraf tanıkları, yerel bilirkişi adayları, teknik ve uzman bilirkişi ücreti, tanık ve bilirkişilere çıkarılacak davetiye masrafları ile araç gideri kalemler halinde saptanıp, bu giderin ne kadar süre içerisinde mahkeme veznesine depo edileceği açıkça belirtilerek, ara kararı gereğini yerine getirmemenin sonuçlarının hazır olan tarafa ihtar edilmesi, hazır olmayan ve ara kararı gereğini yerine getirmek zorunda bulunan tarafa ise bu ara kararının bir ihtarnameyle ve usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gereklidir. Somut olayda, yerel bilirkişilerin önceden belirlenmesi ve keşifte hazır bulunmaları için adlarına davetiye tebliği gerektiği düşünülmeden; mahalli bilirkişinin keşif yerinde belirlenmesine ve hangi tarihte ne kadar yatırılacağı konusuna açıklık getirilmeden davacı tanıkları için tebliğ masrafının belirlenmesine ilişkin olarak verilen 04.06.2010 günlü ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Yasada öngörülen şekle uygun olmayan ara kararına dayanılarak davacının keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilemeyeceği gibi yapılamayacağı önceden belli olan keşif için taraflara külfet yüklenilmesi de isabetli olmayıp, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.