Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/4826 E. 2010/4511 K. 24.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4826
KARAR NO : 2010/4511
KARAR TARİHİ : 24.06.2010

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 124 ada 16 parsel sayılı 8732,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, toprak tevzii çalışması sonucu oluşan tapu kaydı nedeni ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içinde, irsen intikal, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tarım arazisi olduğu ve Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 46. maddeye göre zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz meraya komşu olmasına rağmen komşu köylerden yerel bilirkişi dinlenmemiş, soyut ve gerekçesiz zirai bilirkişi raporu ile yerel bilirkişi beyanlarına itibar edilmiştir. Ayrıca belirtmelik tutanağında dava konusu taşınmazın isabet ettiği 34 parselin karşısında ismi yazılı şahısların isimlerinin önünde icarlarında yazmakta ise de Yüksekova Mal müdürlüğü tarafından gönderilen 01.06.2010 tarihli yazıda, icara ilişkin belge bulunmadığı belirtilmiş olup, keşif sırasında bu husus yönünden bir araştırma yapılmamıştır. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, öncelikle Toprak Tevzi Komisyonu tarafından oluşturulan mera haritası getirtilmeli, dosya tamamlandıktan sonra taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ile aynı yönteme göre belirlenecek zilyetlik tanıkları ve 3 kişilik zirai bilirkişi kurulu huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yansız bilirkişiler ve daha önce dinlenmeyen tespit bilirkişilerinden taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, zilyetliğin asli ya da fer’i zilyetlik olup olmadığı, davacı ve önceki maliklerin taşınmazı Hazineden icarlayıp icarlamadıkları, öncesinin kamu orta malı mera niteliği taşıyıp taşımadığı ve çevresinde kamu orta malı mera bulunup bulunmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, zirai bilirkişi kurulundan arazinin eğimi, toprak
yapısı, komşu parsellerle arasında doğal ya da yapay sınır veya ayırıcı unsurların bulunup bulunmadığı, bitki örtüsü, öncesinin kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı ile ilgili çekişmeli taşınmaz ile komşu parselleri mukayeseli olarak değerlendiren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, fotoğrafçı bilirkişi tarafından taşınmazı tüm yönleriyle gösterecek fotoğraflar çekilmeli ve fen bilirkişisinden Toprak Tevzii Komisyonunca oluşturulan mera haritası ile kadastro paftası çakıştırılmak sureti ile keşfi ve uygulamayı izlemeye elverişli rapor alınmalı, fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz işaretlettirilmeli, taşınmazın mera olmadığının anlaşılması halinde zilyetliğin asli ya da feri zilyetlik olup olmadığı hususu araştırılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 24.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.