Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/4454 E. 2010/6699 K. 22.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4454
KARAR NO : 2010/6699
KARAR TARİHİ : 22.11.2010

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 175, 176, 178, 179, 191, 192, 193, 204, 383, 384, 385, 387, 388, 393, 394, 395 ve 406 parsel sayılı 2100, 2000, 2600, 2800, 2300, 1200, 2700, 4250, 4000, 4000, 4150, 5000, 5900, 3550, 3550, 7400 ve 16100 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 163 ila 201 sayılı parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtlarının miktar fazlası olarak davalı Hazine adına tespit edilmişlerdir. İtirazı Kadastro Komisyonunda reddedilen davacılar aynı tapu ve vergi kayıtları ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacıların davasının kabulü ile çekişme konusu 178, 192, 387, 394 sayılı parsellerin davacı…, 204 ve 406 sayılı parsellerin davacı …, 175, 191, 384 ve 393 sayılı parsellerin davacı …, 176, 179, 193, 385, 388 ve 395 sayılı parsellerin davacı…, 383 sayılı parselin davacı … mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tesçillerine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazların bulunduğu yerde mera tahsis kaydının bulunmadığı, sınırda bulunan 643 sayılı parsel mera vasfıyla tespit edilmiş ise de; esasen bu parselin hayvan otlatmaya müsait olmayıp taşınmazların bu parsele doğru genişletilmesinin mümkün bulunmadığından kayıt miktar fazlası olan taşınmazların davacılar adına tescili gerektiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Kadastro tespitinde dava dışı 164 ila 174; 182 ila 188; 194 ila 201; 205 ve 206 sayılı parsellere 289 yoklama tarih 23 sıra numaralı sicilden gelen 21.10.1937 tarih 100; 24.8.1970 tarih 19 sıra numaralı 106.604 metrekare yüzölçümlü tapu kayıtları ve 8 ila 13 tahrir numaralı vergi kayıtları uygulanarak kayıt miktarı ile geçerli olduğu kabul edilerek ve zilyetlikten de 20 dönüm eklenmek suretiyle 197500 metrekare yukardaki parseller altında malikleri adına, kayıt miktar fazlası olarak da nizalı parseller ile dava dışı bir kısım parseller Hazine adına tespit edilmiştir. Tapu kaydının kuzey sınırının “cebel” okuduğu ve miktarının 106.604 metrekare olduğu, 8 ila 13 numaralı vergi kayıtlarının kuzey sınırının “boşluk” okuduğu, toplam miktarının 177500 metrekare olduğu, vergi kaydı miktarı daha fazla olduğundan kayıt miktarının malikleri adına güneydeki yukarıda belirtilen parsellerden verildiği ve kesinleştiği anlaşılmaktadır.Taşınmazların kuzey sınırı mera niteliği ile kesinleşen 643 sayılı mera parseline dayanmaktadır. Tapu kaydı mera yönünü “cebel”, vergi kayıtları ise “boşluk” okumaktadır. Uyuşmazlık, kayıt miktar fazlası olan çekişmeli taşınmazları zilyetlikle
kazanılıp kazanılamayacağı ve mera sınırının sabit kabul edilip edilemeyeceği hususlarındadır. Aynı şekilde kayıt miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilen 163, 181, 189, 390 ve 391 sayılı parsellere de zilyetleri aynı iddia ile dava açmışlardır. Kadastro Mahkemesinin 1979/246 Esas sayılı dosya ile görülen bu dava sonunda mahkemenin davanın kabülü ile taşınmazların davacılar adına tesciline dair 1979/246 Esas-1994/131 sayılı ilamı Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 1997/5607-5667 sayılı ve 20.11.1997 tarihli ilamı ile; komşu köyden dinlenen yerel bilirkişiler ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu raporuna göre kuzeydeki 643 sayılı parselin tabii mera arazisi olduğu, Jeolog bilirkişinin belirlediği yükseliş açısı nazara alındığında davacıların taşınmazlarını kuzeydeki meraya doğru genişlettiklerinin kabulü ile tapu kayıt fazlası parseller hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gereğinden bozulmuş, bozma ilamına uyan mahkemece aynı durumda bulunan 163, 181, 189, 390 ve 391 sayılı parsellerin meradan kazanıldığı kabul edilerek davanın reddi ile tespit gibi Hazine adına tesçiline karar verilmiş; karar 17.Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiştir. Yine aynı kaydın uygulandığı parsellere batıdan komşu bulunan 135, 150, 151, 152, 159, 160, 161 ve 162 sayılı parsellere uygulanan tapu kayıtlarının da aynı şekilde kuzey hududunun “cebel”, vergi kaydının “boşluk” okuması nedeniyle Hazine adına yapılan tespite karşı şahısların açtığı dava sonunda yukarıda sözü edilen Kadastro Mahkemesinin 1979/246 Esas-1994/131 sayılı ilamı ile dava red edilmiş, tespit gibi Hazine adına tesçile dair ilam, 17.Hukuk Dairesinin yukarıda söz edilen ilamı ile kayıt miktar fazlasının kuzeydeki meraya el atmak suretiyle kazanıldığının kabulü ile bu komşu parsellere ilişkin hüküm onanmıştır. Taşınmazlara doğudan komşu 207, 208, 210 ve 211 sayılı parsellere revizyon gören tapu kayıtları aynı şekilde kuzey hududunun “cebel”, vergi kayıtlarının “boşluk” okuması nedeniyle 209 ve 367 sayılı parseller kayıt miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilmişlerdir. Yine taşınmazların daha doğusunda bulunan 264 ila 305; 340 ila 348 sayılı parsellere uygulanan tapu kayıtlarının kuzey hududu “cebel” vergi kayıtlarının “boşluk” okuduğu, bu parsellerin kayıt miktar fazlası olarak tespit edilen 264, 265, 268, 269, 276, 277, 286, 287, 288, 289, 292, 293, 370, 373, 376, 377 ve 378 sayılı parseller hakkında kayıt miktar fazlasının zilyetlikle iktisabı mümkün bulunmayan kısımdan açıldığı kabul edilerek parsellerin hükmen Hazine adına tesçiline karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Mahkemece mahallinde yapılan keşiflerde komşu köyden dinlenen yerel bilirkişiler ve tanıkların birbirini doğrulayan ve tamamlayan beyanları ile 643 sayılı parselin kadim mera olduğunu beyan ettikleri gibi 18.5.1989 tarihli keşif sonucu dosyaya ibraz edilen 25.5.1989 tarihli 3 kişilik ziraat müdendisleri kurulu raporlarında 643 sayılı parselin taşlık, kayalık, yabani otlarla kaplı, yer yer kayalık ve taşlık olması sebebiyle hayvan otlatılabileceğini, bitki örtüsü, toprak yapısı, meyil durumu, taşlılık ve verimlilik bakımından tabi mera arazisi olduğunu belirtmişlerdir. Taşınmazlar başında yapılan keşifler sonucu dosyaya ibraz edilen Jeolog bilirkişi raporlarında ayrı ayrı taşınmazların meraya doğru yükseliş açıları belirlenmiştir. Buna göre çekişmeli taşınmazların meraya doğru % 5 ila 10 meyille yükseldiği anlaşılmaktadır. Aynı kayıtlar uygulanarak kayıt miktar fazlası olarak kesilen 163, 181, 189, 390 ve 391 sayılı parseller ile taşınmazlara batıdan komşu 135, 150, 151, 152, 159, 160, 161 ve 162 sayılı parsellere ilişkin hükümler emsal teşkil etmekte olup, bu parsellerin kuzeydeki 643 sayılı mera parseline el atmak suretiyle kazanıldıkları hükmen belirlenerek Hazine adına tescillerine dair kararlar kesinleşmiştir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde kayıt fazlası olan çekişmeli parsellerin, kuzey sınırdaki kadim meraya doğru genişletilerek elde edildiklerinin kabulü ile davanın reddine ve çekişmeli parsellerin tespit gibi Hazine adına tesçillerine karar
verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.