Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/3050 E. 2010/3582 K. 07.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3050
KARAR NO : 2010/3582
KARAR TARİHİ : 07.05.2010

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden … dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 128 ada 55 parsel ve 111 ada 14 parsel sayılı 3866,64 ve 2587,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davacı … ile davalılar …, … Kayım ve … adlarına tespit edilmiştir. Davacı … …, yasal süresi içerisinde irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar … ve … tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece çekişmeli taşınmazların muris … …’dan taksimen davacıya kaldığı, tarafların anneleri olan … …’ın ölümünden önce ve sonra davalıların taşınmazların davacı tarafından kullanılmasına itiraz etmedikleri, terekeye dahil bir kısım taşınmazların taksim edilmediğini iddia eden davalıların bu hususu ispat etmeleri gerektiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, taşınmazların babası … …’dan taksimen kendisine kaldığı iddiasına dayanmaktadır. Davalılar ise taşınmazların babaları …’den taksimen anneleri …’ye kaldığını, O’ndan da miraçılarına intikal ettiğini savunmuşlardır. Çekişmeli taşınmazların, kök muris … …’a ait olduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, … … mirasçıları arasından yapılan paylaşma sonucunda çekişmeli taşınmazların davacının iddia ettiği şekilde kendisine mi yoksa davalıların savunmalarında belirtildiği gibi … …’ın payına mı düştüğü hususundadır. Mahkemece bu hususta yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulmuştur. Toplanan deliller taksimin varlığı ya da yokluğu konusunda hüküm vermeye yeterli değildir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile hüküm kurulamaz. Davacı …, dayandığı taksimi, tarihini, yapılışını, kime neresinin düştüğünü kanıtlamak zorundadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için … …’ın ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmaz mallara ait kadastro tutanaklarının örnekleri dosya içine getirtilerek mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Keşfe katılacak yerel bilirkişiler ve tarafların tanıklarından, … … terekesine dahil olan taşınmazların hangileri olduğu, akibetlerinin ne olduğu, kimlerin adına tespit edildikleri, … mirasçıları arasında usulen taksim olup olmadığı, taksim varsa kimlerin payına hangi taşınmazların düştüğü, taşınmaz almayan mirasçısı varsa hissesine karşılık ne aldığı gibi hususlar tek tek sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri gerektiğinde komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri de tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, davacının iddiasını kanıtlayamaması durumunda davanın reddi gerektiği düşünülmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 07.05.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.