Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/274 E. 2010/4316 K. 17.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/274
KARAR NO : 2010/4316
KARAR TARİHİ : 17.06.2010

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
..

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sırasında 251 ada 3 parsel sayılı 109.19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına, 315 ada 1 parsel sayılı 1642.33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle dava dışı … adına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, ifraz ve bağış Nedenleriyle 315 ada 3 ve 11 parsel sayılı 2081.78 ve 143.61 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı …, 315 ada 4, 7 ve 13 parsel sayılı 1257.64, 1917.63 ve 147.98 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı …, 315 ada 5, 12 ve 17 parsel sayılı 4464.03, 132.56 ve 631.27 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı …, 315 ada 6 ve 15 parsel sayılı 7736.63 ve 3646.83 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı …, 315 ada 8 ve 14 parsel sayılı 1825.37 ve 977.01 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı …, 315 ada 9 ve 18 parsel sayılı 2239.24 ve 656.83 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar davalı …, 10 parsel sayılı 10954.31 m2 yüzölçümündeki taşınmaz davalı …, 16 parsel sayılı 457.56 m2 yüzölçümündeki taşınmaz davalı …, 19 parsel sayılı 621.67 m2 yüzölçümündeki taşınmaz davalı …, 20 parsel sayılı 338,61 m2 yüzölçümündeki taşınmaz davalı …, 21 parsel sayılı 406.77 m2 yüzölçümündeki taşınmaz davalı …, 22 parsel sayılı 327.34 m2 yüzölçümündeki taşınmaz davalı …, 23 parsel sayılı 425.44 m2 yüzölçümündeki taşınmaz davalı …, 332 ada 1 parsel sayılı 58.15 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle eşit paylarla davalılar …, … ve … adlarına, 332 ada 2 parsel sayılı 86.73 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı …, 332 ada 3 parsel sayılı 32.96 m2 yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içinde 25.10.1962 tarih ve 198 yevmiye nolu noterde düzenlenen bağış senedine göre taşınmazlarda 1/3 payı olduğu iddiasına dayanarak, davacılar … ve …, 251 ada 3 parsel sayılı taşınmazın babaları … tarafından köy senedi ile kendilerine verildiği iddiasına dayanarak, davacı …, 332 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğu, 332 ada 1 parselin ise fazla ölçülerek kendine ait 332 ada 2 parsele tecavüz ettiği iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece, dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı …’ın davasının reddine, 315 ada 1 ve 315 ada 3 ila 23 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine, davacılar … ve …’ın davalarının kabulüne, 251 ada 3 parsel sayılı taşınmazın eşit paylarla davacılar adlarına tesciline, davacı …’ın davasının kabulüne, 332 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazların davacı adına tesçiline, 332 ada 1 parsel içindeki havuzun 1/3 pay itibarıyla … … ve …’a ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı …, davalılar … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre 315 ada 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22 ve 23 sayılı parseller yönünden yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı …’ın dayandığı noterde düzenlenen bağış senedinin güney hududu yol okuyup bu yolun 332 ada 1, 2 ve 3 sayılı parsellerin kuzeyinde kalması nedeniyle senedin dava konusu parselleri kapsamadığı, taşınmazların tarafların ortak miras bırakanından intikal ettiğinin de kanıtlanamadığı, davalı … tarafından haliden açıldığı ve hükmü temyiz eden davalı …’ın da 3 sayılı parsel yönünden korunmaya değer bir hakkı bulunmadığına göre 332 ada 1, 2 ve 3 sayılı parseller yönünden yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
3- Mahkemece 315 ada 1 sayılı parsel hakkında davanın esastan reddine dair karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasa hükümlerine uygun düşmemektedir. Davacı dilekçesinde anılan parselin davalı … adına tespit edildiğini ileri sürerek husumeti bu şahsa yöneltmiştir. Ancak 315 ada 1 sayılı parsel irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … isimli şahıs adına tespit edilmiştir. Adı geçen şahıs tarafların murisi …’ın mirasçısı olmadığı gibi bu şahıs hasım gösterilerek açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Kadastro davalarında husumetin tespit malikine yöneltilmesi zorunlu olup, tespit maliki … davanın tarafı değildir. Hal böyle olunca sözü edilen parsel yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde esasından reddine karar verilmesi isabetsiz olup davacı …’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
4- Mahkemece, çekişmeli 251 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden kök muris … tarafından dosyada mevcut bağış senedi ile davacılar … ve …’a bağışlandığı, tespit malikinin taşınmazı kullanma imkanı bulunduğu halde kullanmadığı belirtilmek sureti ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz kadastro tespiti sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … adına tespit edilmiş, davacılar taşınmazın babaları … tarafından kendilerine bağışlandığını iddia etmiş, ölü … eşi davalı … taşınmazın kayınpederi Mevlüt tarafından ev yaptırmak üzere eşine verildiğini, ancak tayinlerinin çıkması nedeniyle ev yaptıramadıklarını ileri sürmüştür. Keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tespit bilirkişi beyanlarına göre ise taşınmazın kök muris …’a aitken 50 yıl kadar önce oğlu …’a bağışlandığı ancak bu şahıs tarafından kullanılmadığı, daha sonra 01.01.1975 tarihinde …’ın ölümüne kadar kullanması bundan sonra da … ve …’a verileceği konusunda senet düzenlendiği, ancak taşınmazın …’ın ölümünden sonra hiç kimse tarafından kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda gerek Münire’nin gerekse … ve …’ın taşınmaz üzerinde fiili hakimiyetleri ve zilyetlikleri mevcut değildir. Davacıların dayanağı olan senet zilyetlik mevcut olmadığına göre tek başına hukuki sonuç doğurmayacaktır. Hal böyle olunca davacılar tarafından kadastro tespit tutanağının aksinin kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine ve taşınmazın tespit gibi tesciline karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı …’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 17.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.