Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/2390 E. 2010/2745 K. 06.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2390
KARAR NO : 2010/2745
KARAR TARİHİ : 06.04.2010

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DÜZELTME İSTEMİNDE BULUNAN : HAZİNE

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan, dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi Hazine tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 131 ada 56 parsel sayılı 11.627,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu tutanağın beyanlar hanesine yazılmak suretiyle … oğlu….adına tespit edilmiş, 101 ada 6 parsel sayılı 21.997,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise mera niteliği ile sınırlandırılmıştır. Davacı …, yasal süresi içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış; mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen karar Dairemizin 18.06.2009 tarih ve 2009/ 4101– 4434 sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez davalı Hazine vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
Davacı tarafından 04.04.2006 havale tarihli dava dilekçesi ile 131 ada 56 ve 101 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar hakkında kadastro tespitine itiraz davası açılmış, mahkemenin 15.08.2008 tarihli kısa kararında çekişmeli 131 ada 56 parsel sayılı taşınmaz ile maddi hata yapılmak suretiyle 101 ada 6 yerine 131 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar hakkında hüküm kurulmuş ancak gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise dava konusu olmayan 101 ada 21, 22 ve 70 parsel sayılı taşınmazlar hakkında karar verilmek suretiyle hüküm karıştırılmıştır. Kadastro hakiminin, dava konusu olmayan taşınmazlar hakkında hüküm tesisi doğru olmadığı gibi kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmak suretiyle hükmün karıştırılması da usul ve yasaya aykırıdır. Kısa karardaki kabule göre de meralar sınırlandırmaya tabi olup “101 ada 6 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına ve mera özel siciline tesciline” karar verilmek gerekirken “tespit gibi tesciline” şeklinde hüküm tesisinde de isabet bulunmamaktadır. Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekirken Dairemizin 18.06.2009 tarih 2009/4101 Esas, 2009/4434 Karar, sayılı ilamıyla onandığı anlaşılmakla, davalı Hazine’nin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 18.06.2009 tarih 2009/4101 Esas, 2009/4434 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.