Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2010/1430 E. 2010/1782 K. 08.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1430
KARAR NO : 2010/1782
KARAR TARİHİ : 08.03.2010

MAHKEMESİ : KARAMAN İCRA MAHKEMESİ

Ödeme şartını ihlal eyleminden borçlu …’ın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Kanun’la değişik 340.maddesi uyarınca 3 ay hapsen tazyikine dair, Karaman İcra Mahkemesinin 31.3.2009 tarihli ve 2009/158-233 sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine Adalet Bakanlığından verilen 27.1.2010 gün ve 4559 sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 15.2.2010 gün ve K.Y.B. 2010/23314 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi,
Tebliğname ile;
Tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin 16.11.2009 tarihli ve 2009/7841-7874 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, sanık hakkında suç tarihi itibarıyla üç aya kadar tazyik hapsi cezası verilmesi gerektiği gözetilmeden, 3 ay hapsen tazyikine karar verilmesinde isabet görülmemekle anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Taahhüdü ihlal eylemi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesinde “111.madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlu, alacaklının şikayeti üzerine icra mahkemesi tarafından bir aydan üç aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde müeyyide altına alınmış iken, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Yasa’nın 11.maddesi ile değişik İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi, “… üç aya kadar tazyik hapsine…” biçiminde yaptırıma bağlanmıştır.
Disiplin-Tazyik hapsinin niteliği öğretide şu şekilde açıklanmıştır. “Kişinin yükümlülüğe aykırı davranmamak konusunda mecburiyeti bulunmamaktadır. Ancak, kişi bazı durumlarda bir yükümlülüğe uygun davranmaya belli ölçüde icbar edilebilmektedir. Başka bir deyişle; kişi, bazı durumlarda yükümlülüklerinin gereğini yerine getirmesini sağlamak için belli ölçüde icbar edilebilmekte ve bu amaçla bir süreye kadar hürriyetinden yoksun bırakılabilmektedir. Bu hürriyetten yoksun bırakma olgusu, bir disiplin hapsi niteliği taşımaktadır. Ancak, yükümlülüğün yerine getirilmesi halinde bu yaptırımın uygulanmasına derhal son verilmektedir. Bu bakımdan söz konusu disiplin hapsine ilişkin olarak kanunda sadece azami bir sürede belirlenmektedir. Kişi kendisine terettüp eden yükümlülüğün gereğini yerine getirmeye zorlanmak amacıyla ancak belli bir süreye kadar hürriyetinden

yoksun bırakılabilecektir. Bu sürenin dolması halinde; kişi yükümlülüğünün gereğini yerine getirmemiş olsa bile, hürriyetinden yoksun bırakılmasına ilişkin yaptırım uygulanmasına son verilerek, serbest bırakılacaktır. Bu nedenle, söz konusu disiplin hapsine kanunda tazyik hapsi denilmiştir. (Doç.Dr.İzzet Özgenç, Ceza Hukuk Genel Hükümler, 3. Bas.Sh.623)
Disiplin hapsi tanımı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen yaptırımlardan farklı niteliktedir. Bu nedenle de, duruşma açılarak yapılan bir yargılama sonunda verilmelerine karşılık, gerek disiplin hapsi gerekse hapsen tazyik yaptırımı tayin edilen kararlar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinde belirtilen “hüküm” niteliğinde değildirler. Her iki müeyyide ile yükümlülüğün yerine getirilmesi sağlanmak istenmiştir.
Açıklamalar sonunda somut olaya dönüldüğünde, sanığın üç aya kadar tazyik hapsi cezası yerine, üç ay hapsen tazyikine karar verilmesi isabetsiz olup, Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname bu itibarla yerinde görülmekle Karaman İcra Mahkemesinin 31.03.2009 gün ve 2009/158-233 sayılı kararının BOZULMASINA,
Bozma üzerine 5271 sayılı CMY’nın 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;
Borçlu …’ın taahhüdü ihlal eyleminden dolayı İİK’nun 340.maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi cezasıyla cezalandırılmasına, hükümdeki diğer hususların aynen yerinde bırakılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 08.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.