YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1329
KARAR NO : 2010/6917
KARAR TARİHİ : 26.11.2010
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 121 ada 27 parsel sayılı 3394,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar …, …, … ve … adlarına tespit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesçiline karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen süre içerisinde davacı tarafça keşif avansının mahkeme veznesine depo edilmediği, davacının mevcut dosya kapsamına göre de davasını ispat edemediği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bu şekildeki değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesinin ispat külfeti kendisine düşen taraf aleyhine uygulanabilmesi için öncelikle dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi, bir diğer ifade ile taraflardan tanık ve diğer delil listelerinin alınması, dayanılan kayıtlar varsa celbedilip dosyaya konulması, komşu parsel tutanak ve dayanaklarının getirtilmesi, yerel bilirkişi adaylarının isimlerinin zabıta aracılığı ile tespit edilmesi ve dosyanın her yönüyle keşfe hazır hale getirilip hiçbir eksikliğinin bulunmaması gerekir. Dosyanın keşfe hazır hale getirilmesinden sonra belirlenecek keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretler, vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgililere makul bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiyelerin muhatabına ulaşabilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmeli, bu ara kararına uymamanın sonuçları, hazır bulunan davacılara ihtar edilip, hazır bulunmayanlara usulen tebliğ edilmelidir. Somut olayda dosya keşfe hazır hale getirilmiş ise de, yerel bilirkişiler ve tanıklar için gerekli tebligat ücretinin belirlenmemesi ve tebligat giderlerinin yatırılması için yeterli süre tanınmamış olması nedeniyle Mahkemece hükme esas alınan ara kararları belirtilen özellikleri taşımamaktadır. Keşif giderinin keşif tarihine kadar davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesine, keşfin 01.05.2009 günü icrasına karar verilmiştir. Masrafın keşiften hemen önce yatırılmış olması halinde bu süre keşif davetiyelerinin muhatabına ulaşabilmesi için yeterli bir süre olmayıp, Tebligat Tüzüğünün 12. maddesine de uygun değildir. Yapılamayacağı önceden
belli olan keşif için taraflara külfet yüklenmesi isabetsiz olduğu gibi, usule ve yasaya uygun bulunmayan ara kararına uyulmadığı gerekçesi ile davacının keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması da isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.