YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9357
KARAR NO : 2009/8866
KARAR TARİHİ : 21.12.2009
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 108 ada 53, 115 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı 37.48296, 8.883,27 ve 19.947,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Toprak Tevzii çalışmaları sonucu oluşan tapu kaydı, nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli parsellerin davacı … adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine’nin 115 ada 1, 2 ve 3 sayılı parsellere ilişkin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile bu parsellere ilişkin hükmün ONANMASINA,
2-) Çekişmeli 108 ada 53 sayılı parsele ilişkin davalı Hazine’nin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece çekişmeli taşınmazın davacının zilyetliğinde olduğu, Hazine tapusunun oluştuğu tarihten geriye doğru davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14.maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz üç sınır itibariyle meraya sınır olduğu halde usule uygun mera araştırması yapılmamış, % 25 eğimli olan taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyetin ne şekilde sürdürüldüğü araştırılmamıştır. Hükme dayanak olan fen ve zirai bilirkişi raporu karar için yeterli olmadığı gibi, soyut nitelikteki yerel bilirkişi ve tespit bilirkişisi beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle tüm komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ile dayanağı olan belgeler, davalı Hazine dayanağı tevzii tapusunun oluşumuna esas olan belirtmelik tutanak ve haritaları, dağıtım cetvelleri getirtilip dosya tamamlandıktan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi kurulu da hazır olduğu halde yeniden keşif yapılarak toprak komisyonu haritası, kadastro paftası ölçekleri eşitlenip çakıştırılarak yapılacak uygulama sonunda, tapu kaydı kapsamı 3402 sayılı Kadastro
Yasası’nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmelidir. Teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaret ettirilmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazın niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, uzman ziraat mühendisleri kurulundan taşınmazın niteliği, komşu mera parseli ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, %25 eğimli olan taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyetin ne şekilde sürdürüldüğü konusunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanakların edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tesbit bilirkişilerinin tamamı tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının ve haritasının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 46. maddelerinde yazılı zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılmalıdır. Keşifte taşınmazın dört tarafından fotoğrafları çekilmeli, çekişmeli taşınmazın niteliği değerlendirilirken komşu parsellerin nitelikleri üzerinde durulması gerektiği de düşünülmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 21.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi .