Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2009/6740 E. 2010/4476 K. 22.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6740
KARAR NO : 2010/4476
KARAR TARİHİ : 22.06.2010

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 23.09.2008 gün ve saatte temyiz eden … vekili Avukat … ile Hazine vekili Avukat … geldi. Aleyhine temyiz olunan taraftan gelen olmadı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Davacılar … … ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı” açıklanmış ve Hazine temyizine yönelik olarak “gayrisabit hudutlu olan davalılara ait tapu kaydına miktarına göre kapsam tayin edilmesi ve kayıt miktar fazlası yönünden kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazların 1727/28800 payının Hazine adına, geriye kalan payların ise davalılar adına ve hisseleri oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı mirasçılarından Mustafa ve … vekili ile Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Hükmü temyiz eden … ile …’ın temyiz itirazları Dairemizin 29.09.1987 tarih, 783/672 sayılı ilamıyla reddedilmiş ve bu kişiler aleyhine olan hüküm kesinleşmiş bulunmakla hükmü temyize hakları bulunmamaktadır. Bu nedenlerle … ve … vekilinin temyiz inceleme isteğinin REDDİNE,
2) Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince, dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde aşağıda işaret edilen husus dışında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı Hazinenin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davalılar … ve arkadaşlarının tutundukları ve çekişmeli taşınmazlara uyduğu anlaşılan Ocak 1959 tarih 12 sıra numaralı tapu kaydı, Kasım 1943 tarih 3 sıra numaralı kayıttan gelmekte olup yüzölçümü 263.400 metrekaredir. Tapu kaydı batı ve güney sınırlarında yer alan “… Köyüne ait arazi”, “… ve … Yaylağı” hudutları nedeniyle gayrisabit hudutlu olup kaydın kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/C maddesi uyarınca miktarıyla sınırlıdır. … ve … Yaylağının çekişmeli taşınmazların 2 km kadar batısında olduğunun bildirilmesi ve nizalı taşınmazların batısında “ham toprak” vasfıyla tespit edilen Hazine taşınmazı bulunması karşısında kayıt miktar fazlasının zilyetlikle iktisabı mümkün bulunmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca kuru toprakta kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinilebilecek taşınmaz sınırı 100 dönümdür. Müşterek mülkiyet halinde herbir paydaşın 100 dönüm miktarındaki taşınmazı
zilyetlik yoluyla iktisap edebileceğinde tereddüt yoktur. Ne var ki, davalılar … ve arkadaşları, taşınmazı 1959 yılında satın almışlar ve kadastro tespiti ise 1973 yılında yapılmıştır. Davalıların kendi zilyetlikleri 20 yıla ulaşmadığından bayilerinin zilyetlik sürelerinden eklemeli olarak yararlanmaları gerekmektedir. Bu durumda, kayıt miktar fazlası olarak iktisap edilebilecek sınır hesaplanırken Ocak 1959 tarih 12 sıra numaralı kaydın malikleri sayısınca 100 dönüm değil, Kasım 1943 tarih 3 sıra numaralı tapu kaydının müşterek malikleri sayısınca 100 dönüm sınır olarak dikkate alınmalıdır. Buna göre, kayıt miktar fazlası olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle iktisap edilebilecek taşınmaz miktarı 200 dönümden ibarettir. Mahkemece delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek kayıt miktarı dışında 200 dönümden fazla taşınmazın davalılar adına tesciline karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 550.00 TL vekalet ücretinin, aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, kendisini duruşmada vekil ile temsil ettiren davacı Hazineye verilmesine, 22.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.