Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2009/5196 E. 2009/5172 K. 20.07.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5196
KARAR NO : 2009/5172
KARAR TARİHİ : 20.07.2009

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 130 ada 46, 137 ada 99, 137 ada 100 parsel sayılı 76925.73, 4208.63 ve 1657.19 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 137 ada 100 sayılı parsel Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla, 137 ada 99 sayılı parsel 4753 sayılı Yasa ile oluşan tapu kaydı nedeniyle ve tarla vasfını yitirdiğinden ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiştir. 130 ada 46 sayılı parsel ise köyün mera olarak kullanması nedeniyle ve Kadastro Komisyonuna mera olarak sınırlandırılması nedeniyle mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Davacı …, yasal süresi içinde taşınmazların murisi … …’den mirasçılarına intikal ettiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişme konusu 137 ada 99 ve 100 sayılı parsellerin … … mirasçıları adına tesciline; 130 ada 46 sayılı parselin teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 6668.82 metrekarelik kısmının … … mirasçıları adına, kalan bölümün 70256.91 metrekare olarak tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece çekişmeli 130 ada 46 sayılı parselin temyize konu krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümü ile; 137 ada 100 sayılı parselin tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14.maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu 130 ada 46 sayılı parsel köyün kadim mera olarak kullanması nedeniyle mera olarak sınırlandırılmış, 137 ada 100 sayılı parsel ham toprak niteliği ile tespit edilmiş ise de bu parsel hakkında üç sınırının 137 ada 212 sayılı kesinleşmiş mera parseli ile çevrili olduğu halde yöntemince mera araştırması yapılmamıştır. 130 ada 46 sayılı parsele komşu bulunan parsellere uygulanan kayıtlarına göre 4753 sayılı Yasa ile çalışma yapıldığı ve buna göre oluşturulan komşu parsellerin kayıtlarının taşınmaz yönünün mera olarak okuduğu halde taşınmazın bulunduğu köyde 4753 sayılı Yasa ile yapılan çalışmada düzenlenen mera tutanak ve haritaları getirtilerek uygulanmamış, taşınmazların toprak tevzi çalışmalarında ne olarak bırakıldığı araştırılmamış, çekişme konusu 130 ada 46 sayılı parselin kalan mera bölümü ile tescile karar verilen bölüm arasında ve çekişmeli 137 ada 100 sayılı parselin sınırında bulunan komşu mera parseli ile arada doğal ya da yapay ayırıcı sabit sınır olup olmadığı araştırılmamıştır. Taşınmazların niteliği hususunda tek kişilik ziraat bilirkişinin bilimsel verilere dayanmayan ve hükme yeterli olmayan raporu ile yetinilmesi de isabetsizdir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; taşınmazları dıştan çevreleyen tüm komşu parsellerin kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ile dayanağı kayıtlar, taşınmazların bulunduğu yere ilişkin 4753 sayılı Yasa ile yapılan toprak tevzi çalışmalarında düzenlenen belirtmelik tutanağı ve haritaları varsa mera çalışması ile ilgili tutanak ve haritalar getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, üç kişilik ziraat bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, taşınmazların öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, meradan açılıp açılmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri, çevre parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, komşu parsellere uygulanan kayıtların taşınmazların yönünü ne olarak okuduğu üzerinde durulmalı, beyanların tespit tutanağına ve varsa belirtmelik tutanağına aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri ve sağ olan belirtmelik bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, ziraat bilirkişi kurulundan önceki ziraat bilirkişi raporu da değerlendirilerek, taşınmazların niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, 130 ada 46 sayılı parselin tescile karar verilen bölümü ile mera kabul edilen bölümü arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, 137 ada 100 sayılı parselin sınırında bulunan meranın devamı niteliğinde olup olmadığı, mera bütünlüğünü bozucu nitelik taşıyıp taşımadığı, komşu taşınmazlara göre arz ettiği özellikler konusunda karşılaştırmalı ve gerekçeli rapor alınmalı, fen bilirkişiden Toprak Tevzi Komisyonunca düzenlenen tutanak ve haritaların kadastro paftası ile çakıştırılmak suretiyle uygulanması ve kapsamını gösterir ve buna göre taşınmazların Toprak Tevzi Komisyonunca ne olarak tespit edildiğini belirtir ayrıntılı ve krokili rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hüküm BOZULMASINA,
2- Çekişme konusu 137 ada 99 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesinde öngörülen şartların gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Kadastro tespitinde 4753 sayılı Yasa ile oluşan Hazine tapusu uygulamadan 20-30 yıl önce terk edilip tarla vasfını yitirmesi nedeniyle taşınmaz ham toprak vasfıyla tespit edilmiştir. Mahkemece Hazinenin dayanağını oluşturan tapu kaydı ile dayanağı teşkil eden belirtmelik tutanak ve haritası getirtilerek yerine uygulanmamış, taşınmazın belirtmelik tutanağında ne olarak belirtildiği hususu üzerinde durulmamış, sağ olan belirtmelik bilirkişileri dinlenmemiştir. Çekişmeli taşınmazın kuzey ve batı sınırında kesinleşmiş 137 ada 212 sayılı mera parseli bulunduğu halde yöntemince mera araştırması yapılmamıştır. Taşınmazı dıştan çevreleyen tüm komşu parsellerin tutanak suretleri ve dayanağı kayıtlar getirtilerek uygulanmamış, taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu üzerinde durulmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için; çekişmeli taşınmaza uygulanan Hazine adına oluşan tapu kaydı, dayanağı belirtmelik tutanağı ve haritası, belirtmelikte uygulanan kayıtlar, varsa dağıtım cetvelleri ile taşınmazı dıştan çevreleyen tüm komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri, dayanağı olan kayıtlar getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra taşınmaz başında yaşlı, yansız, komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları, sağ olan belirtmelik bilirkişileri ve üç kişilik uzman ziraat bilirkişi kurulu ile teknik bilirkişi huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşifte Hazinenin dayanağını oluşturan tapu kaydı, belirtmelik tutanağı ve haritası ile ekleri ve dayanağı kayıtlar zemine uygulanarak kayıtların kapsamı belirlenmeli, belirtmelik tutanağında taşınmazın öncesinin ne olduğu ve kimin işgalinde bulunduğu hususundaki bilgiler tutanağa aktarılmalı, dinlenecek yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve sağ belirtmelik bilirkişilerinden, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, kullanmanın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, taşınmazın sınırında bulunan meradan açılıp açılmadığı, öncesinin kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı, taşınmaz dağıtıma tabi tutulmamış ise Hazine tapusunun oluşumundan önce kullanılıp kullanılmadığı ve kullanmanın ne kadar süreye ulaştığının etraflıca sorularak maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, beyanların zemine uygunluğu komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmelidir. Beraberinde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsamını belirtir, taşınmazın belirtmelik tutanak ve haritasındaki konumunu gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, yargılama sırasında toplanan tüm delillerin tespit tutanağında yazılı bilgilere aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan, önceki ziraat bilirkişi raporu da değerlendirilerek taşınmazın niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü ve taşınmazın sınırında bulunan 137 ada 212 sayılı mera ile aralarında doğal ya da yapay ayırıcı sabit sınırın bulunup bulunmadığı, mera bütünlüğünü bozucu nitelik taşıyıp taşımadığı, komşu taşınmazlara göre arz ettiği özellikler konusunda karşılaştırmalı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi kabule göre de; nüfus kaydı ve veraset belgesi bulunmadığı halde davacı murisi … … mirasçıları adına kim oldukları ve hisseleri dahi belirlenmeden tescil kararı verilmesi, getirtilen nüfus kaydına göre … …’in sağ olarak gözüktüğü değerlendirilmeden ve beyanlara göre ölüm kaydı düşürtülmeden mirasçıları adına tescil kararı verilmesi, ayrıca muris ve tüm mirasçıları adına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen sınırlamalar ile ilgili araştırma yapılmamış olması da isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.07.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.