YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/495
KARAR NO : 2009/5190
KARAR TARİHİ : 21.07.2009
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptali ve tescil ile buna bağlı diğer istemlere ilişkin dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden … vekili Avukat … …. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olan dava dışı …’a ait D blok 6 nolu daireyi satın aldığını ve üyeliğe kabul edildiğini, yapılan anlaşma gereği dairenin 2003 yılı Nisan ayında müvekkiline teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak arsa sahipleri ile müteahhit arasında sorun çıkması nedeniyle dairenin arsa sahiplerinden … adına tapuya kaydedildiğini ileri sürerek, anılan dairenin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiş, ancak daha sonra davasını ıslah ederek, dava dışı kalan … hakkındaki davadan vazgeçerek daire bedeli olarak ödediği 22.000.000.000-TL (22.000,00-YTL)’nin iki diğer davalıdan temerrüt faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili, davalının halen üye olduğunu ve kooperatif inşaatlarının bitmediğini, bu nedenle ödediğini isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemenin, davalı kooperatifin edimini yerine getirememesi nedeniyle davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle, 22.000.000.000-TL’nin temerrüt faizi ile davalı kooperatiften tahsiline, davalı … hakkındaki davanın reddine ilişkin verdiği karar, Yargıtay 11. HD’nce bozulmuştur. Yargıtay bozma ilamında özetle; davacının üyelikten çıkarıldığına veya istifa ettiğine ilişkin bir iddiası olmadığı, varsa bile bununla ilgili prosedürü uygulamadığına göre davacının dava tarihi itibariyle kooperatif üyesi olduğu, bu durumda mahkemece davacının üyeliğinin devam ettiği gözönüne alınarak, devir nedeniyle ödediği bedelin tahsili isteminin erken açılmış bir dava olarak kabul edilerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak, yapılan yargılama sonunda, bozma ilamında belirtilen hususlar uyarınca davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptali ve tescil ile buna bağlı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de; bu dava açıldıktan sonra, davalı kooperatif hakkında Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.10.2006 gün ve 2006/192 esas, 2006/367 karar sayılı ilamı ile, İİK.177/4. maddesi gereği iflas kararı verilmiş ve bu karar Yargıtay 19. HD’nin 2006/11444 esas, 2007/1924 sayılı kararı ile onanmıştır. İflasın açılması ile iflas masasına giren mal ve haklarla ilgili bütün hukuk davalarını acele olanlar istisna olmak üzere ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar durdurulur. Bu hükmün amacı, iflasın açılması ile tasarruf yetkisi kısıtlanıp yerini iflas idaresi alan müflisin, davacı veya davalı olarak taraf bulunduğu davaları devam ettirmekte fayda olup olmadığını tespit bakımından iflas idaresine imkân sağlamaktır. İflas idaresinin bu davaları takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflas organlarının teşekkül etmesi ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. İşte bu nedenle İİK’nun 194. maddesine göre hukuk davalarının iflasın açılması ile belli bir süre için durması kabul edilmiştir. Bu durumda, mahkemece, bir ara kararı ile bu davanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasındaki bir tarihe kadar durmasına karar verilmesi, o tarihten sonra davaya devam edilmesi gerekirken işin esasına yönelik karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay durşması için belirlenen 625.00. TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, sair nedenlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 21.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.