YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/9855
KARAR NO : 2008/8749
KARAR TARİHİ : 30.12.2008
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında temyize konu 138 ada 157 ve 144 ada 30 parsel sayılı 945982,45 m2 ve 12414,74 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar ham toprak vasfı nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 138 ada 157 sayılı parselin 28.9.2007 tarihli fen bilirkişisi rapor ve krokisinde “A” harfi ile gösterilen 5396,74 metrekarelik bölümü ile çekişmeli 144 ada 30 sayılı parselin “A” harfi ile gösterilen 7379,28 metrekarelik bölümünün ifraz edilerek davacı ve paydaşları adına, 157 sayılı parselin kalan 940585,71 metrekarelik bölümü ile 30 sayılı parselin krokide “B” harfi ile gösterilen 5035,46 metrekarelik bölümünün ise Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların temyize konu “A” harfi ile işaretli bölümlerinin tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya yasalar gereğince Devlete intikal eden yerlerle ilgisinin olmadığı, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Temyize konu bölümlerin niteliği ile ilgili olarak 3 kişilik uzman ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve zilyetliğin süresi yöntemince araştırılmadığı gibi, 1969 yılından sonra zilyetliğin terk edilip edilmediği hususu üzerinde durulmamıştır. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmazlara komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler; aynı yönteme göre tesbit edilecek taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve ziraatçi bilirkişi kurulu huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazların imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve zilyetliğin süresi, davacı tarafın zilyetliği varsa 1969 yılından sonra terk edip etmediği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazların temyize konu bölümlerinin niteliğiyle ilgili olarak ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişilere keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 30.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.