Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2008/9119 E. 2008/8388 K. 25.12.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/9119
KARAR NO : 2008/8388
KARAR TARİHİ : 25.12.2008

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 117 ada 8 parsel sayılı 3990,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle verasette iştiraken .. mirasçıları … ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı … vekili, yasal süresi içinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; verilen kesin süre içinde davacı tarafça keşif giderlerinin yatırılmaması nedeniyle sübut bulmayan davanın reddine ve çekişmeli parselin tespit malikleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı vekilinin kendisine verilen kesin süre içerisinde keşif giderlerini yatırmadığı ve davasını diğer delillerle de ispat edemediği kabul edilerek sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesinin ilgili taraf aleyhine uygulanabilmesi için mahkemece alınan ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayı, tanık, teknik bilirkişi ücreti ile vasıta ücretinin, yapılacak tebligatlarla ilgili giderlerin kalemler halinde gösterilmesi; bu giderlerin temin ve yatırılması için ilgiliye makul bir süre tanınması, ilgilisine tanınacak süre ile keşif günü arasında bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip taşınmaz başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için uygun bir sürenin bulunması zorunludur. Giderlerin yatırılmasına ilişkin ihtar kararının alındığı 14.9.2007 tarihli ara kararı, giderlerin yatırılması bakımından davacı vekiline keşif gününden iki gün öncesine kadar süre tanınması, böylelikle kendilerine tebligat yapılacaklara tebligatın keşif gününden önce ulaşmasının imkansız kılınması, tespit bilirkişileri ile yerel bilirkişi adaylarının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 258. maddesi hükmüne aykırı olarak kolluk aracılığı ile çağrılmasına karar verilmesi ve tanıkların keşif gününde hazır edilmesi hususunu içermemesi nedeniyle yasaya uygun olmadığı gibi sözü edilen ara kararı uyarınca davacı vekiline çıkarılan tebliğ belgesindeki meşruhatın da yasadaki ve ara kararındaki hususları içermemesi nedeniyle usul ve yasaya uygun düzenlendiği kabul edilemez. Açıklanan olgular karşısında usul ve yasaya uygun bulunmayan ara kararına uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.12.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.