Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2008/8419 E. 2008/8030 K. 18.12.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/8419
KARAR NO : 2008/8030
KARAR TARİHİ : 18.12.2008

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Verilen kesin süre içerisinde davacı Hazinenin keşif avansını yatırmaması nedeniyle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş ise de, hükme dayanak yapılan 19.9.1990 tarihli ara kararı ile bu ara kararına istinaden çıkarılan meşruhatlı davetiyenin yasal unsurları içermemesi nedeniyle belirtilen şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek tarafların iddia ve savunmalarıyla ilgili bildirecekleri tüm deliller toplanıp değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli parselin davalı … adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davalı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın sınırında 2823 sayılı mera taşınmazı bulunduğu halde yöntemince mera araştırması yapılmadığı gibi, zilyetlik koşullarının oluşup, oluşmadığı yönünden yapılan araştırma da hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için çekişmeli taşınmaz ile bir bütünden bölündüğü bildirilen 220 ve 221 parsel sayılı taşınmazları dıştan çevreleyen 2823, 2825 sayılı parseller ile ve komşu köy sınırları içinde kalan 2363 ve 2366 parsel sayılı taşınmazlara ait onaylı tutanak örnekleri, varsa tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle dayanakları kayıtları ve belgeler ile bu taşınmazların tespitleri kesinleşmişse kadastro sonrası oluşan tapu kayıtları dosya içine getirtildikten sonra mahallinde komşu köylerde oturan ve davada yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve tarafların aynı nitelikte bildirecekleri tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazın öncesinde ne olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, zaman içinde sınırlarında genişleme olup olmadığı, komşu 2823 parsel sayılı mera parseli ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı gibi hususlar tek tek sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkilerin usulen giderilmesine çalışılmalı; tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde sağ olan tespit bilirkişileri taşınmazın başında dinlenilerek çelişkilerin giderilmesine çalışılmalıdır. Yine keşfe katılacak uzman ziraatçi bilirkişiden çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildirecek, tespit günü itibariyle zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığı ve öncesinin mera nitelikli yerlerden olup olmadığını komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde açıklayacak nitelikte ayrıntılı rapor alınmalıdır. Aynı şekilde keşfe katılacak uzman fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı izleyip denetlemeye olanak verecek, özellikle dayanak vergi kaydının “…” okuduğu 2823 parsel sayılı mera parseli ile çekişmeli taşınmaz arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını açıklayacak ve çekişmeli taşınmaz ile mera parselinin yan görünüşüne ilişkin krokiyi de içerecek şekilde ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, gerekli görülmesi halinde çekişmeli taşınmazın niteliğini, komşu taşınmazlarla sınırlarını ve konumunu irdelemeye yardımcı olmak üzere keşif mahallinde fotoğraf çektirilerek uzman fen bilirkişisinin fotoğraflar üzerinde kadastro paftasına uygun şekilde taşınmazların sınırlarını işaretlenmesi sağlanmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.