YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/8136
KARAR NO : 2008/6580
KARAR TARİHİ : 23.10.2008
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 149 ada 286 parsel sayılı 3114.94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, yasal süresi içinde taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kaldığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı Hazine’nin çekişmeli taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden Hazineye kalan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak dava açtığı, … Köyü köy merkezinde yer alan taşınmaz için … Köyü … Mezrasına ait 1936 yılı tahrir kayıtlarına dayandığı, dosya içindeki bilgi ve belgelerden Hazinenin … Köyü köy merkezine ait herhangi bir kaydı olmadığı gibi Hazinenin … Köyü köy merkezinde herhangi bir taşınmazının da olmadığı, bu nedenle mahallinde keşif yapılmasına gerek görülmediği, ortalama yaşam süresi dikkate alındığında taşınmazın kaçak ve yitik kişi yeri olup olmadığını bilebilecek mahalli bilirkişi ve tanık bulmanın imkansız olduğu gerekçeleriyle Hazine davasının reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı Hazine temsilcisi, dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden Hazineye kalan yerlerden olduğu, kaçak ve yitik kişilerden Hazineye kalan yerler için düzenlenen 1936 yılı umumi tahrir kayıtlarının bulunduğu, tespit sırasında Hazineye ait yerlerin köy halkı arasında taksim edildiği iddialarına dayanmıştır. Davacı Hazine, dayanağını oluşturan 1936 yılı umumi tahrir kayıtlarını dosyaya sunmuştur. Mahkemece Hazinenin dayandığı vergi kayıtlarının oluşum nedenleri dairesinden sorularak saptanmamıştır. Kural olarak taşınmaz mallara ilişkin davalarda kayıt uygulamalarının taşınmaz başında yapılması, bilirkişi ve tanıkların taşınmaz başında dinlenmesi zorunludur. Dosyadaki bilgi ve belgelerden … Köy merkezi ile … … Mezrasındaki taşınmazların ne şekilde birbirinden ayrıldığı, birbirlerine sınır olup olmadıkları, umumi tahrir kayıtlarının düzenlendiği 1936 yılındaki sınır ile kadastro sırasında kabul edilen sınırların aynı olup olmadığı, 1936 tarihli umumi tahrir kayıtlarının taşınmaza ait olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Ayrıca Hazinenin davalı taraf yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluşmadığı iddiası ile açtığı davalarda, dava konusu taşınmazın zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığının ve davalı taraf
./..
2008/8136-6580 Sh:2
yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması, gerekli görülmesi halinde mera ve orman araştırması yapılması da zorunludur. Mahkemece mahallinde keşif yapılmadan ve açıklandığı gibi araştırma yoluna gidilmeden davanın reddi yönünde hüküm kurulmasında isabet bulunmamaktadır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri tüm deliller ile dava konusu taşınmazı dıştan çevreleyen tüm komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanağı olan kayıtlar getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra taşınmaz başında yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişiler ve uzman bilirkişiler katılımı ile keşif yapılmalıdır. Öncelikle davanın niteliğine göre Hazineye dayandığı vergi kaydının hangisi olduğu da açıklattırılarak, dayandığı vergi kayıtlarının yerel bilirkişiler yardımı ve uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanarak kapsamı belirlenmeli, kaydın oluşum nedeni tespit edilerek üzerinde durulmalı, uygulamada vergi kayıtlarının revizyon gördüğü taşınmaz ya da taşınmazlar varsa gözönüne alınmalı, böylece çekişmeli taşınmazın Hazinenin dayandığı vergi kaydının kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmeli, mahalli bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime ne suretle intikal ettiği, ne şekilde zilyet edildiği, zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı, taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kanunları uyarınca Hazineye kalan taşınmazlardan olup olmadığı yolunda olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmazı dıştan çevreleyen komşu parsellerin tespitlerinde bir belge ya da kayıt uygulanmış ise bu kayıtlarda taşınmaz yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği belirlenmeli, kayıt uygulaması ve kapsam tayini hususlarında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi hükümleri gözetilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütununda yazılı bilgilere aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla ve gerekirse yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, komşu parsellerde mera niteliğinde taşınmaz bulunması halinde, bir yerin tahsisli veya geleneksel olarak kullanılan mera olabileceği dikkate alınarak tahsisli mera ise tahsise ilişkin kayıtları dosya içine getirtilerek usulen mahalline uygulanmalı, sınırında geleneksel biçimde kullanılan mera bulunması halinde çekişmeli taşınmaz ile ne şekilde ayrıldığı, aralarında ayırıcı unsur olup olmadığı, taşınmazın meradan açılarak elde edilip edilmediği kesin olarak saptanmalı, meraların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gözönünde bulundurulmalı, komşu parsellerinde mera olan taşınmazlarla ilgili mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının komşu köylerde oturan ve davada yararı olmayan elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilip dinlenilmesine özen gösterilmeli; çekişmeli taşınmazın komşu parsellerinde orman olması halinde, bölgede tespit gününden önce yapılıp kesinleşmiş orman tahdidi olup olmadığı araştırılarak varsa kesinleşmiş orman tahdidindeki sınırlar esas alınmalı, kesinleşmiş orman tahdidi yoksa o bölgeye ait eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman haritaları getirtilerek uzman orman bilirkişi aracılığıyla taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının tespit edilmesine çalışılmalı; keşfe katılacak uzman ziraatçı bilirkişiden çekişmeli taşınmazın niteliğini bildirir, uzman fen bilirkişisinden uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir raporlar alınmalı, 3402 sayılı Yasa’nın 14/son maddesi uyarınca zilyet davalı taraf ile varsa akti ve irsi halefleri adına aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden adlarına taşınmaz mal tespit edilip edilmediği Tapu Sicil, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden
./..
2008/8136-6580 Sh:3
ayrı ayrı sorulup saptanmalı, deliller değerlendirilirken kaçak ve yitik kişilerden kanunları uyarınca Hazineye intikal eden taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımayacağı gözönünde tutulmalı, Hazinenin dayandığı tahrir kayıtlarının oluşma nedenleri Özel İdare Müdürlüğü’nden sorulup saptanmalı, bundan sonra belirtilen şekilde yapılacak araştırma, inceleme, uygulama sonucunda ve toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek çekişmeli taşınmazın öncesinde kaçak ve yitik kişilere aitken yasalar gereği Hazineye kalan yerlerden olup olmadığı, öncesinde kaçak ve yitik kişilere ait yerlerden değilse zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığı ile zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden ise davalı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen edinme koşullarının oluşup oluşmadığı gibi hususlar birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.10.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.