YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/7197
KARAR NO : 2008/6495
KARAR TARİHİ : 21.10.2008
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 175 ada 2 parsel sayılı 13.514,77 metrekare yüzölçümündeki, taşınmaz, 1964 yılında yapılan toprak tevzi çalışmaları sırasında Hazine adına belirtildiklerinden bahisle Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, yasal süresi içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olmadığı, Hazine adına tapulu bulunmadığı, davacı yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dairemizce verilen geri çevirme kararları üzerine dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamından, Elaçmaz Köyünde kadastro tespit gününden önece 1965 yılında 53 numaralı Toprak Tevzi Komisyonu tarafından 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca çalışma yapıldığı, taşınmazların belirtmelik tutanaklarının düzenlenerek haritaya bağlandığı ve 26.11.1965 tarihinde Hazine adına tapu kayıtları oluşturulduğu, daha sonra bölgede 2004 yılında Mera Tahsis Komisyonu tarafından 53 numaralı Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları esas alınarak 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca çalışma yapıldığı, mera tahsis haritası ve eki belgelerin düzenlendiği, sonuçlarının kadastro tesbitinden önce 18.03.2005 ile 17.04.2005 tarihleri arasında ilan edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, mera tahsis çalışmalarına karşı itiraz edilip edilmediği, mera tahsis çalışmalarının kesinleşip kesinleşmediği, çekişmeli taşınmazların 1965 yılında Hazine adına oluşturulan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı, Hazine tapularının kapsamında kalması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 ve 46/2. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmamış, taşınmazın öncesinin kamu orta malı mera ya da kaçak ve yitik kişilerden kanunlar uyarınca Hazine’ye intikal eden yerlerden olup olmadığı yöntemine uygun biçimde saptanmamış, taşınmazın öncesinin ne olduğu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin hangi tarihte ve ne suretle başladığı, kimden kime ve nasıl intikal ettiği ile zilyetliğin sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı bilgi alınmamıştır. Böylesine eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, çekişmeli taşınmazla irtibatı olduğu saptanan
./..
2008/7197-6495 Sh:2
ve 26.1.1965 tarihli Hazineye ait tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleri, haritaları, düzenlenen belirtmelik tutanakları ve haritaları, varsa dağıtım cetvelleri, 4342 sayılı Yasa uyarınca bölgede yapılan mera tahsis çalışmasına ait haritalar ve eki belgeler, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı kadastro tespit tutanağı suretleri ile varsa dayanağı kayıtlar, tesbitler kesinleşmiş ve kütükler devredilmiş ise tapu sicil kayıtları ile dava konusu taşınmazı çevreleyen bütün taşınmazları bir arada gösterir biçimde geniş kapsamlı kadastro paftası, belirtmelik tutanağında adı geçen bilirkişilerin hayatta olup olmadıklarını gösterir onaylı nüfus kayıt örnekleri ilgili mercilerinden getirtilmeli, mera tahsis komisyonu çalışmalarının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, dosya ikmal edildikten sonra, çekişmeli taşınmaz başında yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava sonucundan yararı olmayan komşu belde ya da köyler halkından seçilecek yerel bilirkişiler ile aynı yöntemle belirlenecek tanıklar, uzman fen ve ziraat bilirkişileri, vefat etmediği belirlenen belirtmelik tutanağı bilirkişileri ile kadastro tespit bilirkişilerinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte dinlenecek olan bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kamu orta malı mera ya da kaçak ve yitik kişilerden kanunlar uyarınca Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığı, üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte ve ne surette başladığı, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi hakkında ayrıntılı ve olaylara dayalı bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden geniş kapsamlı kadastro paftası, mera tahsis haritası, Hazine dayanağı tapu kaydının haritası ve tevzi haritasının ölçekleri eşitlenmek suretiyle çakıştırılmış, keşfi izlemeye olanak sağlar nitelikte rapor ve harita düzenlemesi istenmeli, sözü edilen haritalar ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak mera tahsis, tevzi ve Hazine tapusu haritaları üzerinde çekişmeli taşınmazın konumu tesbit ettirilmeli, bu şekilde çekişmeli taşınmazın tahsisli mera ya da Hazine tapusu kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın Hazine tapusu kapsamında kaldığının anlaşılması halinde Hazine tapusunun tesis tarihine kadar 3402 sayılı Yasa’nın 46/1 ve 46/2. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği, sonradan şahıslara dağıtılıp dağıtılmadığı araştırılıp değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın Hazine tapusu kapsamında kalmaması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde yazılı mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, uzman ziraat bilirkişisinden taşınmazın fiziksel yapısını, meyil durumunu, toprak yapısının komşu taşınmazlarla mukayesesini, mera parselleri ile arada ayırıcı unsur olup olmadığını, dava konusu taşınmazda toprak ya da taş unsurlarından hangisinin üstün geldiğini de içerir tarzda taşınmazın niteliği hakkında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bu hususlarda mahkemenin gözlemi keşif tutanağına aynen geçirilmeli. 3402 sayılı Yasa’nın 14/son maddesi uyarınca aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden davacı taraf ile ortak miras bırakanı, varsa dava dışı mirasçıları ya da satın aldığı kişiler adına başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Sicil, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı işleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, öte yandan meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımayacağı düşünülmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
./..
2008/7197-6495 Sh:3
Diğer taraftan dava koııusu 175 ada 2 parsel sayılı taşınmazın mahkemenin 2007/445 esas sayılı dosyasında da davalı olduğu anlaşılmaktadır. Aynı parsel hakkında birden fazla açılan dava mevcut ise bu davaların birleştirilerek görülmesinde zorunluluk bulunduğu halde bu hususun dikkate alınmaması da doğru değildir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21.10.2008 gününde oybirliğiyle kabul edildi.