Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2008/6030 E. 2008/7302 K. 17.11.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/6030
KARAR NO : 2008/7302
KARAR TARİHİ : 17.11.2008

MAHKEMESİ :AĞIR CEZA MAHKEMESİ

Yargıtay C.Başsavcılığının yazısından Dairemiz 2008/6031 esas sayılı dosyasındaki tebliğnamenin bu dosyaya ait olduğu anlaşılmakla yapılan incele sonucunda;
Mal beyanında bulunmamak eyleminden borçlu …’in İİK’nun 337.maddesi gereğince 10 gün disiplin hapsi ile cezalandırılmasına dair, Denizli 3.İcra Mahkemesinin 16.01.2008 tarihli ve 2007/1957-2008/67 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile Anayasa Mahkemesinin 28.02.2008 tarih ve 2006/71 esas sayılı kararı ile sanığın cezalandırılmasına neden olan İİK’nun 337/1.maddesini iptal etmiş ve yürürlüğünü kararın Resmi Gazetede yayınlanmasından bir yıl sonrasına bırakmış olması karşısında,sanığın hukuki durumunun mahkemesince değerlendirmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine ilişkin, Denizli 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 13.03.2008 tarihli ve 2008/168 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Tebliğname ile;
Sanığa verilen cezaya esas 2004 sayılı İİK’nun 337/1.maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 28.02.2008 tarili ve 2006/71 esas, 2008/69 sayılı kararı ile iptal edildiği ve iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceği cihetle, İcra Ceza Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat gereğince kurduğu bir hüküm söz konusu olup, mahkumiyet kararının kesinleşmesini müteakiben, sanığın mağduriyetine sebep verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye kadar mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihten sonra da sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilebileceği gözetilmeksizin, itirazın esası hakkında karar vermek yerine yazılı gerekçe ile dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesinde isabet görülmemekle kararın 5271 sayılı CMK’nun 309.maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 13.05.2008 gün ve 27710 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 06.06.2008 gün ve K.Y.B.2008/116158 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Borçlunun cezalandırılmasına esas teşkil eden mal beyanında bulunmamak eylemine ilişkin İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa’nın 7.maddesi ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrası, Anayasa Mahkemesi’nin 28.02.2008 tarih, 2006/71 esas ve 2008/69 sayılı
kararı ile iptal edilmiş ve aynı kararla iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır. Nitekim gerekçeli kararda 16 Nisan 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kararda, “İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının, Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.” şeklindeki ifade ile de iptal hükmünün yürürlüğünün erteleme gerekçesi açıklanmıştır.
16 Nisan 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan gerekçeli kararda özetle, “…İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrasında ve 76.maddesinde borçlunun özgürlüğünü bağlayıcı ceza ile cezalandırılmasını gerektiren eylem, mal beyanında bulunmama eylemidir. Hukuk devleti ve ceza hukuku ilkeleri gereği kişi aynı eylem nedeniyle birden fazla yargılanmaz ve cezalandırılmaz. İtiraz konusu kural uyarınca, müddeti içinde mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya yazılı olarak mal beyanında bulunmayan kimse disiplin cezası ile cezalandırılmasının yanı sıra, İcra ve İflas Kanunu’nun 76.maddesine göre de mal beyanında bulunmama eylemi nedeniyle tazyik hapsi cezası ile cezalandırılabilecektir. Böyle bir olasılığın varlığı İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinde öngörülen disiplin hapsi cezasını, Anayasa’nın hukuk devleti ilkesinin düzenlendiği 2.maddesine aykırı hale getirmektedir. Bu nedenle, 337.maddesinin birinci fıkrası Anayasa’nın 2.maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” şeklindeki ifade ile iptal gerekçesi açıklanmıştır.
Gerekçeli karardaki, “…337.maddesinin birinci fıkrasının iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan…” şeklindeki ifadeden de anlaşılacağı üzere, anılan eylem hakkında gerekli düzenleme yapılıncaya kadar hukuksal boşluk önlenmek istenmiştir. Hal böyle olunca, İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 337.maddesinin birinci fıkrasının 16 Nisan 2009 tarihine kadar yürürlükte olduğunun kabulü gerekir. Ancak, 16 Nisan 2009 tarihinde iptal edilecek bir hükümden dolayı maddede öngörülen on gün disiplin hapsi cezasının infazı suretiyle kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanması da hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacaktır.
İcra Mahkemesince karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrasına göre verilmiş bir hüküm söz konusu olup, mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebileceği gözetilmeden, itirazın esası hakkında karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile Mahkemesine iadesine karar verilmesi isabetsizdir.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlendiği tebliğname yerinde görüldüğünden Denizli 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 13.03.2008 gün ve 2008/168 değişik iş sayılı kararının BOZULMASINA, sair işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.