Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2008/1465 E. 2008/963 K. 22.02.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/1465
KARAR NO : 2008/963
KARAR TARİHİ : 22.02.2008

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 119 ada 2 ve 3 parsel sayılı 1.261,16 ve 4.967,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar İbrahim Kabakçı ve …, yasal süresi içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli 119 ada 2 sayılı parselin fen bilirkişisinin 16.10.2007 tarihli raporunda (A) ile, 119 ada 3 sayılı parselin (B) ile gösterilen kısmının davacılar adına hisseli olarak, bakiyesinin davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davalı Hazine dayanağı 23.6.1959 tarih 50 numaralı tapu kaydının kapsamı belirlenerek bu kısma ilişkin davanın reddine, bakiye kısmın zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle davacılar adına tesciline karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık Hazine tapu kaydının kapsamının belirlenmesi ve tapu kaydının oluştuğu tarihten önce davacılar yararına her iki taşınmaz üzerinde 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 46. maddelerinde yazılı koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yönündedir. Hazinenin tapu kaydı idari yol ile oluşturulmuştur. Davalı Hazine dayanağı tapu kaydı gereği gibi yerine uygulanmamış, yerel bilirkişilerin bilemedikleri hudutlar yönünden davalı Hazineye tanık dinletme imkanı sağlanmamıştır. Bu nedenle mahallinde yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişilere tespite esas tapu kaydının hudutları okunarak zeminde belirlenmeli, yerel bilirkişilerce bilinemeyen hudutlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı tanınmalı, taşınmazın kim tarafından, ne şekilde zilyet edildiği hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, teknik bilirkişiye keşif ve uygulamayı gösterir kroki ve rapor tanzim ettirilmeli, tespite aykırı sonuca varılması halinde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla bilgilerine başvurulmalıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun hükümlerine göre, Hazine tapusunun oluşmasından önce zilyedi yararına mülk edinme şartları gerçekleşmiş ise, tapuya rağmen taşınmazın davacı taraf adına tescilinin mümkün olduğu düşünülmelidir. Bu nedenle Hazine tapusunun kapsamı usulünce belirlenmeli, tapunun oluşmasından önce taşınmazın ne durumda bulunduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, muris … Kabakçı tarafından taşınmaz üzerine ev yapılmadan önce her iki taşınmaz üzerinde murisin zilyetliğinin olup olmadığı etraflıca araştırılarak anılan Yasa’nın 46/1. maddesindeki şartların davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, Hazine tapusunun oluştuğu tarihten önce davacı yararına 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 46. maddelerinde yazılı şartların gerçekleşmesi halinde, taşınmazların davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekeceği gözetilmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz bulunduğundan tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.