YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/1259
KARAR NO : 2008/6567
KARAR TARİHİ : 23.10.2008
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için gerekli tebligat giderlerinin ödenmemesi nedeniyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Davacının taşınmazın murisi …’tan kaldığını bildirmiş olması ve murisin terekesinin iştirak halinde olması nedeniyle davanın yürütülebilmesi için diğer mirasçıların davaya muvafakatlarının alınması ya da Medeni Kanun’un 581. maddesine göre terekeye temsilci tayininin düşünülmemiş olduğu belirtilerek bu husus yerine getirildikten sonra dayanak senetlerin asıllarının istenilmesi, deliller toplanıp tanıkların arazi başında dinlenilmesi, tasarruf durumunun saptanması, fen bilirkişisine keşfi izlemeye ve hükmün infazına elverişli kroki düzenlettirilmesi toplanan ve toplanacak olan delillerin sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; çekişmeli ve temyize konu 311 ada 13 sayılı parselin eşit paylarla davacı … mirasçıları ile … mirasçıları adlarına, 311 ada 14 sayılı parselin davalı-davacı … … mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı- karşı davacı … tarafından 311 ada 13 sayılı parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın aslında 311 ada 13 sayılı parsel olduğu, dava konusu 14 sayılı parselin davacı … … mirasçılarına ait olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, 13 sayılı parselin bir kısmının davacıların kök murisi …’tan intikal ettiği, bir kısmının ise kök muris tarafından satın alındığı ve …’ın taşınmazı oğulları … ve … ’a sattığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazlar hakkında tesbitten evvel açılmış olan meni müdahale davası nedeniyle tesbit tutanaklarında yüzölçümleri ve malikhaneleri açık bırakılmıştır. Bu tür davalarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30/2. maddesi gereği hakim res’en araştırma yaparak gerçek hak sahiplerini ve yüzölçümlerini tesbit etmek zorundadır. Mahkemece taşınmazların malikleri belirlenmiş ancak yüzölçümleri ve sınırları tesbit edilmeden hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi mahkemece uyulan bozma ilamı gereklerinin tam olarak yerine getirilmemiş olması da doğru değildir. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur.
./..
2008/1259-6567 S/2
Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur. Dava konusu yerin öncesinin kime ait olduğu kimden kime intikal ettiği, davalı …’nün annesi … ile davacı … mirasçılarının murisi … arasında akrabalık ilişkisi olup olmadığı, …’nın sattığı iddia edilen hakkının kimden intikal ettiği, kendi paylarını davacıların murisi …’a sattığı kabul edilen … ve … payının kimden intikal ettiği, kök muris …’ndan kalmış ise verasete esas nüfus aile kayıt tablosu da getirtilerek terekesinin usulen taksim edilip edilmediği ve dava konusu yerin kime isabet ettiği araştırılmamıştır. Tarafların dayandıkları satış senetlerininin sınırları kesin olarak belirlenip her bir senedin kapsamı belirlenerek fen bilirkişiye keşfi izlemeye olanağı veren kroki çizdirilmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olduğundan davalı Hazinenin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.10.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.