Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/887 E. 2007/969 K. 29.03.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/887
KARAR NO : 2007/969
KARAR TARİHİ : 29.03.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 103 ada 34 parsel sayılı 3299.76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle verasette iştiraken … … mirasçıları … … ve müşterekleri adına tesbit edilmiştir. 103 ada 33 parselin tespit maliklerinden olan davacı …, yasal süresi içerisinde 103 ada 33 parsel ile 103 ada 34 parsel arasındaki sınırın yanlış belirlendiği ve 103 ada 33 parsele ait olan bir kısım yerin 103 ada 34 parsel içerisinde kaldığı iddialarına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve 103 ada 34 parselin 20.12.2005 tarihli bilirkişi raporunda “A” harfi ile gösterilen bölümünün ifrazı ile kalan kısmın davalılar adına, 103 ada 33 parselin 103 ada 34 parselin ifraz edilen “A” harfi ile gösterilen bölümü eklenmek suretiyle tespitteki payları oranında davacı … müşterekleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 103 ada 33 ve 34 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki ortak sınırın bir bölümüne ilişkindir. Her iki taşınmaza uygulanan tapu kayıtları tescil ilamlarıyla oluştuğu halde, tescil dosyaları ve tescil krokileri getirtilip usulen uygulanmamıştır. Komşu parsel malikleri olan tarafların veya bayilerinin, tescil ilamlarında taraf olmaları muhtemeldir. Ayrıca, davacı dava ettiği bölümü, dava dilekçesinin ekindeki krokide kırmızı kalemle işaretlenmiş, 23.05.2005 tarihli oturum beyanında bu kısmın 5-10 metrekare, keşif tutanağındaki beyanında da bu kısmın 5-6 metrekare yüzölçümünde olduğunu bildirmiştir. Mahallinde yapılan keşifte bir mahalli bilirkişi ve bir tespit bilirkişisi dinlenmiştir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca varılabilmesi için, tarafların dayanağı tapu kayıtlarının tescil dosyaları ve krokileri celbedildikten sonra, mahallinde yerel bilirkişileri, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalı; tescil ilamları ve krokileri usulen ygulanmalı, tescil krokilerinin fenni sıhhate haiz olup olmadığı değerlendirilmeli, fenni sıhhate haiz ve ortak sınırı belirlemeye elverişli iseler tescil ilamları haritalarına değer verilmeli, hazır bulunacak yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli bölümdeki zilyetliğin kime ait olduğu, ortak sınırın nereden geçtiği, taşınmazların doğusundan tescil ilamlarından sonra geçtiği anlaşılan yolun ortak sınırın bu bölümünde değişikliğe neden olup olmadığı sorulup saptanmaya çalışılmalı; tespite aykırı sonuca varılması halinde tüm tespit bilirkişileri dinlenilmeli, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler usulen giderilmeli, keşfi izlemeye olanak verir şekilde düzenlenmiş uzman bilirkişi raporu alınmalı, davacının dava ettiği yerin miktarına ilişkin beyanlara açıklık getirmesi istenmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Davalı … …’un temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.