Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/877 E. 2007/754 K. 19.03.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/877
KARAR NO : 2007/754
KARAR TARİHİ : 19.03.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 3441 ve 3443 parsel sayılı 218 ve 172 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar beyanlar hanesinde 1977 yılından beri …’un kullanımında olduğu şerhi verilerek Orman Kadastro Komisyonunca orman sınırı dışına çıkarılması nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiş, tespit kesinleşerek Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı …, taşınmazların 1957 tarihinde Maki Tefrik Komisyonu kararı ile makilik saha olarak orman dışına çıkarıldığı, tapuda kayıtlı olduğu ve zilyet bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen süre içerisinde davacı taraf vekilinin keşif avansını yatırmadığı, bu nedenle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 163 ve 414 maddelerine göre; mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine sonuç doğurabilmesi için ara kararında hakim ve mahkeme personelinin yol tazminatının, taşıt giderlerinin, tanık ve yerel bilirkişi ücretlerinin, bilirkişi ve tanıklara çıkartılacak davetiye giderlerinin, işin niteliğine göre saptanacak uzman bilirkişi ücretlerinin ayrıntılı olarak gösterilmesi ayrıca ücretin yatırılmasından itibaren tebligat işlemlerinin yapılması için uygun süre tanınması ve kesin önel gereğinin yerine getirilmemesi durumunda doğuracağı hukuksal sonuçların açıklanması gerekir. Mahkemece hükme dayanak yapılan 25.10.2005 tarihli ara kararda sadece teknik bilirkişiler, mahkeme heyeti ve vasıta ücreti belirlendiği, ancak isim listesi istenildiği halde keşifte dinlenecek yerel bilirkişi adayları ile tanıklara verilecek ücretlerle, keşif yerinde hazır bulunmalarını bildirir davetiye masrafları belirlenmediği gibi bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye çıkarılabilmesi için bir süre de tanınmamıştır. Ayrıca, davacı vekilinin hazır bulunduğu 25.10.2005 tarihinde kendisine keşif masraflarını yatırması için 20 günlük kesin süre verildiği, sürenin son günü olan 14.11.2005 günü masraf yatırılmış olsa bile keşif günü 18.11.2005 olarak belirlendiğinden keşfin bilirkişi ve tanıkların hazır edilip yapılması mümkün bulunmamaktadır. Mahkemece masrafların yatırılması için verilen kesin süre keşif tarihine göre yeterli olmadığından yapılamayacağı önceden belli olan keşif için taraflara külfet yüklenmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu tür bir ara kararına dayanılarak da keşif delilinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için; mahkemece hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının, yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde tek tek gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için davacı tarafa makul bir süre tanınmalı, tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin olmasına dikkat edilmeli, masraf yatırıldığında arazi başında keşif icra edilip, tarafların tüm delilleri değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Yasaya uygun olmayan ihtar sonucu davanın reddine karar verilmesi isabetsiz, davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.