YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/649
KARAR NO : 2007/407
KARAR TARİHİ : 01.03.2007
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Mal beyanında bulunmamak suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonucunda, takibe konu alacağın günün ekonomik koşulları ve paranın satın alma gücü karşısında bu miktar borcu karşılacak para veya malın herkesin ev veya üzerinde bulunmasının doğal sayılması gerektiğinden bahisle, 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 337/1-son maddesi uyarınca sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair, … icra Mahkemesinin 6.7.2006 tarihli ve 2006/823-1148 sayılı kararına yönelik itiraz üzerine, itirazın öncelikle hükmü veren mahkemece incelendikten ve itirazla ilgili bir karar verildikten sonra gönderilmesi gerektiğinden bahisle iadesine ilişkin, … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.11.2006 tarihli ve 2006/733 müteferrik sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 2004 sayılı Kanun’un itiraz başlıklı 353. maddesindeki; “İcra mahkemesinin bu bap hükümlerine göre verdiği tazyik ve disiplin kararlarına karşı, tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde, yargı çevresinde bulunan Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebileceği, itiraz üzerine verilen kararın kesin olduğu, İcra Mahkemesinin bu bapta yer alan suçlardan dolayı verdiği hükümlerle ilgili olarak 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanacağı” hükümden de anlaşılacağı üzere, İcra Mahkemesince hükmolunan tazyik ve disiplin hapsi kararlarına karşı itiraz olunabileceği,
Ceza Muhakemesi Kanunu anlamında itirazın, kural olarak itiraz olunan kararı veren mahkemeye yapılacağı ve ilk incelemenin kararı veren mahkemece yapıldıktan sonra, mahkemenin kararını düzeltebileceği, yerinde görmezse itirazı inceleyecek mercie göndereceği, (CMK.268/2)
İcra ve İflas Kanunu’ndaki usule göre ise, itirazın icra mahkemesine değil, Ağır Ceza Mahkemesine yapılacağı, bu anlamda Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki sistemden ayrıldığı,
Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki itiraz kanun yolunun, bir suç muhakemesi sonucunda verilen yargı kararları için olduğu, dolayısıyla sistemin Sulh Ceza, Asliye Ceza,
Ağır Ceza Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi olarak belirlendiği, (CMK’nun 268/3) buna karşılık İcra ve İflas Kanunu’nda İcra Mahkemesinin itiraza tabi verdiği kararların dar ve teknik anlamda “suç” karşılığı olan bir yaptırım olmadığı cihetle, itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemekle kararın 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 16.1.2007 gün ve 2167 sayılı Yazılı Emirlerine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 12.2.2007 gün ve 2007/13796 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 25.4.2006 gün, 2006/123 esas ve 2006/127 sayılı kararında da işaret olunduğu üzere, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değiştirilen İİK’nun 353. maddesi uyarınca İcra Mahkemesinin disiplin ve tazyik hapsine ilişkin kararlara karşı tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içerisinde yargı çevresinde bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesine itiraz üzerine verilen kararların ise kesin olacağı, İcra Mahkemesinin bu bapta yer alan suçlardan dolayı verdiği hükümlerle ilgili olarak 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanacağını içermektedir. Hükümden de anlaşılacağı üzere, İcra Mahkemesinden verilen kararlara karşı itiraz ve temyiz yolu İİK’nun 353.maddesinde açık olarak gösterilmiştir. Ancak icra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmeyen bir konuda Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili hükümlerine başvurulması mümkündür. Açıklamalardan anlaşılacağı üzere İcra Mahkemesinin verdiği kararlara karşı itirazın bağlı bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesince incelenmesi gerekmektedir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki itiraz kanun yolunun bir suç muhakemesi sonucunda verilen yargı kararlarına ilişkin bulunduğu buna karşılık İcra ve İflas Kanunu’nda İcra Mahkemesinin itiraza tabi verdiği kararların dar ve teknik anlamda “suç” karşılığı olan bir yaptırım olmadığı cihetle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 271/2. maddesi gereğince itirazın konusu hakkında karar vermesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname bu nedenle yerinde görüldüğünden … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.11.2006 gün ve 2006/733 müteferrik sayılı kararının BOZULMASINA, sair işlemlerin mahallinde ifasına, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDDİNE, 1.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.