YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/5428
KARAR NO : 2007/5366
KARAR TARİHİ : 26.12.2007
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 110 ada 8 parsel sayılı 10929.25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, yasal süresi içerisinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın davacının murisi ölü … adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli parselin tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, zilyetlikle mülk edine koşullarının oluştuğu kabul edilerek davacının murisi adına tesciline dair hüküm kurulmuş ise de bu kabul eksik inceleme, uygulama ve araştırmaya dayalıdır. Çekişmeli parsel … kızı …’in zilyetliğinde iken 1998 yılında zilyetliğini terk ettiğinden ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ile tespit bilirkişisi ve duruşmada dinlenen tanıklar taşınmazın tarım arazisi olarak davacının annesi ve ölümünden sonra davacı tarafından kullanıldığını, zilyetliğe ara verilmediğini bildirmişlerdir. Ziraat bilirkişisi taşınmazın 15-20 yıldır kullanılmadığını, arazinin sürüm işleminin üzerinde herhangi bir ürün kalıntısının bulunmaması ve toprak yapısının özelliğinden dolayı yeni yapıldığının anlaşıldığını, ancak yine de üzerinde toprak işlemesi yapıldığı takdirde tarımsal faaliyette bulunabileceğini bildirmiştir. Mahkemece keşif mahallinde taşınmazın durumu gözlenip zapta geçirilmediği gibi tespite aykırı sonuca varıldığı halde tespit bilirkişisilerinin tamamı dinlenmemiş ve aykırılığın giderilmesine çalışılmamıştır. Mirasçıları belirlendiği halde muris adına tescile karar verilmiştir. Bu nedenle öncelikle mahallinde yeniden keşif ve uygulama yapılarak yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğinin terk edilip edilmediği maddi olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, ziraat yüksek mühendisleri veya ziraat mühendisleri arasından seçilecek üç kişilik uzman bilirkişilerden taşınmazın niteliği hususunda önceki bilirkişi raporunu da karşılar nitelikte kapsamlı rapor alınmalı, taşınmazın konumu ve niteliği hususunda mahkemenin gözlemi keşif zaptına yazılmalı, tespit bilirkişilerinin tamamı tanık sıfatıyla dinlenilerek, gerektiğinde beyanlar arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 14 ve 17.maddelerindeki
koşulların oluştuğunun belirlenmesi halinde miras bırakan …’in celp edilen nüfus kayıtlarından belirlenen mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekeceği gözetilmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Hazine’nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.