YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/4637
KARAR NO : 2007/4422
KARAR TARİHİ : 15.11.2007
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 1205, 1531 ve 1532 parsel sayılı 21400, 6408 ve 332 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malikhaneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş; 1531 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine “üzerindeki kargir ev ve kerpiç mandıranın …’e ait olduğu” şeklinde şerh verilmiştir. Davacı tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanakları ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli 1532 sayılı parselin davacı … adına tesciline, çekişmeli 1531 ve 1205 sayılı parsellerin mera vasfıyla tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı … vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve çekişmeli 1532 parsel sayılı taşınmazın köy yerleşim alanı içinde bulunan zilyetlikle iktisabı mümkün yerlerden olup davacı yararına edinme şartlarının oluştuğu, çekişmeli 1531 ve 1205 parsel sayılı taşınmazların kamu orta malı mera niteliğinde taşınmazlardan olup kamu orta malı mera niteliğindeki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuken değer taşımayacağı mahallinde yapılan keşif, uygulama, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanları ile belirlendiğine göre davacı … vekili ile davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, kamu orta malı mera niteliğinde oldukları belirlenen 1531 ve 1205 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili usulen sınırlandırma hükmü kurulmaması isabetsiz olup kararın bozulması gerekmekte ise de bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın hüküm kısmının 2 numaralı bendinin sonundaki “tespitine” sözcüğünün hükümden çıkarılarak, yerine “sınırlandırılarak özel siciline yazılmasına” sözcüklerinin yazılmasına ve kararın düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 15.11.2007 gününde oy birliği ile karar verildi.