YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/4554
KARAR NO : 2007/4015
KARAR TARİHİ : 30.10.2007
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 790 ada 12 parsel sayılı 12134.55 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içerisinde tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacıya ait tapu kaydı kapsamında kaldığı, Hazineye ait tapu kaydının ise taşınmaza uyduğu ancak tapu tesisinden itibaren geriye doğru davacı lehine 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle iktisap süresinin gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme yetersiz, değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmaz… Komisyonunca yapılan çalışmalarda 2375 nolu belirtmelik parseli olarak belirlenmiş ve meradan açıldığı gerekçesiyle 2.1.1964 tarih ve 610 sıra numaralı tapu kaydı ile Hazine adına tapuya bağlanmıştır. Davalı Hazinenin dayanağını oluşturan tapu kaydı 2.1.1964 tarih ve 610 sıra numaralı tapu kaydı, davacının ise komşu 790 ada 11 parsele uygulanan 13.5.2005 tarih 2 sıra nolu tapu kaydının tesis kaydı olan 16.12.1952 tarih 37 sıra numaralı tapu kaydıdır. Davacı tarafın dayanağını oluşturan 16.12.1952 tarih 37 sıra numaralı tapu kaydı Ahlat Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.8.1952 tarih 1951/59 esas 1952/61 karar sayılı ilamı ile hükmen oluştuğu halde mahkemece tapu dayanağı tescil ilamı ve krokisi getirtilmemiş, Hazinenin dayanağı olan tapu kaydının kapsamı da tevzi haritalarından yararlanılmak suretiyle saptanmamış, taşınmazın çevresinde dere olduğu halde Jeolog bilirkişiden ve 3 kişilik zirai bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliği hakkında rapor alınmamıştır. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle davacı tapusunun dayanağını oluşturan tescil ilamı dosya içine getirtilmeli, tescil davasında Hazinenin taraf olup olmadığı, ilamın taraflar açısından kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı tespit edilmeli, Hazine tapusunun dayanağı belirtmelik tutanağı ve haritası ile davacı tapusunun dayanağı tescil ilamı ile haritası getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişi ve teknik bilirkişi huzuru ile yapılacak keşif sırasında tarafların dayandığı tapu kayıtları ve haritaları uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 20/A maddesi gereğince haritalarına göre belirlenmeli, taşınmazın niteliği hakkında jeolog bilirkişiden ve 3 kişilik zirai bilirkişi
kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır. Celbedilen tescil ilamında Hazinenin taraf olduğunun anlaşılması halinde bu ilam taraflar arasında kesin hüküm teşkil edip Hazineyi bağlayacağından bu durumda öncelikle tescil krokisi uygulanarak kapsamı belirlenmeli ve bu bölümün davacı adına tesciline karar verilmelidir. Tescil krokisinin uygulama kabiliyetinin bulunmaması durumunda ise kaydın sınırında okunan “dere, yol ” sınırının kadimden beri yön değiştirmeyen sabit bir sınır olup olmadığı araştırılmalı, bu sınırların gayri sabit hudutlu olduğunun anlaşılması halinde kaydın miktarı ile geçerli olduğu düşünülmeli, davacı şahıs tapusunun miktar fazlası olan ve Hazine tapusu kapsamında bulunan bölüm hakkında ise tescil tapusunun ihdas tarihi ile Hazine tapusunun tesis tarihi arasında 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından Hazine adına tescile karar verilmelidir. Tescil ilamında Hazinenin taraf olmadığının anlaşılması halinde ise Hazine tapusunun kapsamında kalan yer için tapunun oluştuğu tarihe kadar, Hazine tapusunun kapsamı dışında kalan yer için ise kadastro tespit tarihine kadar zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.