YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/4488
KARAR NO : 2007/4035
KARAR TARİHİ : 30.10.2007
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 854 ada 3 parsel sayılı 21418.95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine temsilcisi, yasal süresi içerisinde tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ve çekişmeli parselin davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalıya ait tapu kaydı kapsamında kaldığı, Hazineye ait tapu kaydının ise taşınmazın bir kısmına uyduğu, tapu tesisinden itibaren geriye doğru davalı lehine 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle iktisap süresinin gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme yetersiz, değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Çekişmeli taşınmaz Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalarda 1465 nolu belirtmelik parseli olarak belirlenmiş ve 1465 parsele 5.1.1953 tarih 3 numaralı tapu kaydı uygulanmıştır. Bu kayıt gayri sabit kabul edilerek 1465 nolu belirtmelik parseli 2961 ve 2962 nolu parsellere ifraz edilmiş, 2961 parsel uygulanan tapu kaydı miktarı olarak … … adına ayrılmış, 2962 parsel de miktar fazlası olarak 2.1.1964 tarih ve 143 sıra numaralı tapu kaydı ile Hazine adına tapuya bağlanmıştır. Davacı Hazinenin dayanağını oluşturan tapu kaydı 2.1.1964 tarih 143 sıra nolu tapu kaydıdır. Davalı tarafın dayanağını oluşturan 5.1.1953 tarih ve 3 sıra numaralı tapu kaydı Ahlat Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.9.1952 tarih 1951/67 esas 1952/104 karar sayılı ilamı ile hükmen oluştuğu halde mahkemece tapu dayanağı tescil ilamı ve krokisi getirtilmemiş, Hazinenin dayanağı olan tapu kaydının kapsamı da tevzi haritalarından yararlanılmak suretiyle saptanmamış, taşınmazın çevresinde dere olduğu halde Jeolog bilirkişiden taşınmazın niteliği hakkında rapor alınmamıştır. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle davalı tapusunun dayanağını oluşturan tescil ilamı dosya içine getirtilmeli, tescil davasında Hazinenin taraf olup olmadığı, ilamın taraflar açısından kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı tespit edilmeli, Hazine tapusunun dayanağı belirtmelik tutanağı ve haritası ile davalı tapusunun dayanağı tescil ilamı ile haritası getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişi ve teknik bilirkişi huzuru ile yapılacak keşif sırasında tarafların dayandığı tapu kayıtları ve haritaları uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 20/A maddesi gereğince haritalarına göre belirlenmeli, taşınmazın niteliği hakkında jeolog bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır. Celbedilen tescil ilamında Hazinenin taraf olduğunun anlaşılması halinde bu ilam taraflar arasında kesin hüküm teşkil edip Hazineyi bağlayacağından bu durumda öncelikle tescil krokisi uygulanarak kapsamı belirlenmeli ve bu bölümün davalı adına tesciline karar verilmelidir. Tescil krokisinin uygulama kabiliyetinin bulunmaması durumunda ise kaydın sınırında okunan “dere ” sınırının kadimden beri yön değiştirmeyen sabit bir sınır olup olmadığı araştırılmalı, bu sınırın gayri sabit hudutlu olduğunun anlaşılması halinde kaydın miktarı ile geçerli olduğu düşünülmeli, davalı şahıs tapusunun miktar fazlası olan ve Hazine tapusu kapsamında bulunan bölüm hakkında ise tescil tapusunun ihdas tarihi ile Hazine tapusunun tesis tarihi arasında 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından Hazine adına tescile karar verilmelidir. Tescil ilamında Hazinenin taraf olmadığının anlaşılması halinde ise Hazine tapusunun kapsamında kalan yer için tapunun oluştuğu tarihe kadar, Hazine tapusunun kapsamı dışında kalan yer için ise kadastro tespit tarihine kadar zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, araştırılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.