Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/427 E. 2007/453 K. 01.03.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/427
KARAR NO : 2007/453
KARAR TARİHİ : 01.03.2007

MAHKEMESİ : … İcra Mahkemesi

Yargıtay C.Başsavcılığı 26.1.2007 tarih ve 2006/185369 sayılı yazılarıyla Dairemizce verilen 2006/5444-7168 sayılı ilamımızda nafaka borcunu ödememek eylemine ilişkin … İcra Mahkemesinin 1.6.2005 gün ve 2004/900-2006 sayılı ek kararı yerine sehven … İcra Mahkemesinin 14.12.2005 gün ve 2005/225-677 sayılı kararı yazılarak bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla ilamın özgün karara göre kontrol edilmesi ve maddi hatanın giderilmesi talep edilmiştir. Yapılan incelemede talep yerinde görülmekle Dairemizin 2006/5444-7168 sayılı ilamının özgün kararla kontrolü sonucunda maddi hatanın giderilerek ilamın aşağıdaki şekilde düzeltilmesine karar verildi.
Nafaka borcunu ödememek suçundan sanık …’nın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca 10 gün hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, … İcra Mahkemesinin 15.06.2004 tarih ve 2004/900-2006 sayılı kararın infazı sırasında, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair, aynı Mahkemenin 01.06.2005 tarihli ve 2004/900-2006 sayılı ek kararını kapsayan dosya aleyhine Adalet Bakanlığından verilen 03.08.2006 gün ve 36207 sayılı yazılı emrini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 07.09.2006 gün ve 2006/185369 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi,
Tebliğnamede, dosya kapsamını göre, hükmün kesinleşmesinden sonra, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesindeki yaptırım, tazyik hapsi olarak belirlenmiş ise de aynı tarihte yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5349 sayılı Kanun’la değişik 7. maddesi 1. fıkrasında, “Kanunlarda hafif hapis veya hafif para cezası olarak öngörülen yaptırımlar idari para cezasına dönüştürülmüştür.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş olması karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi nazara alındığında 5252 sayılı Kanun’un 7. maddesi 1. fıkrasındaki hükmün sanık lehine olduğu cihetle, sanık hakkında idari para cezasına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 232. maddesinin 6. fıkrası gereği mahkemesince infazda tereddüt oluşturacak şekilde mahkumiyete esas sürenin belirlenmemiş olması isabetsiz olduğundan, anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi gereği bozulmasına işaret edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre, nafaka borcunu ödememek suçu 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde on günden üç aya kadar hafif hapis cezası ile müeyyide altına alınmış iken, 1 Haziran 2005 tarihinde kabul edilip aynı gün mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda Değişiklik yapılmasına dair 5358 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile İİK’nun 344. maddesindeki eylemin yaptırımı üç aya kadar tazyik hapsine dönüştürülmüştür. Öte yandan, suç tarihinden sonra 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5349 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile değişik 7. maddesinin 1. fıkrası ile Kanunlarda hafif hapis veya hafif para cezası olarak öngörülen yaptırımlar idari para cezasına dönüştürülmüştür….”, diğer taraftan yine aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 2/1-L maddesinde disiplin hapsi; “kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım … alınmış olan fiil dolayısıyla verilen seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan tekerrüre esas olmayan şartlı salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adli sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapis” olarak tarif edilmiştir. Bu çerçevede 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi gözönünde tutulduğunda 5349 sayılı Yasa ile değişik 5252 sayılı Kanun’un 7. maddesi sanığın lehine olduğundan aynı maddenin 1. fıkra 1. cümlesi ve 5326 sayılı Kabahatler Yasası’nın 24. maddesine göre müeyyidenin İcra Mahkemesince idari para cezası olarak belirlenmesi gerekir. Ancak mahkemece 15.06.2004 tarihli 2004/900-2006 karar sayılı ilamı ile sanık hakkında verilen 10 gün hafif hapis cezasındaki süre sanık yönünden kazanılmış hak olarak kabul edilmesi gerektiğinden, yeniden verilecek cezanın 10 günlük süreyi de geçemeyeceği nazara alınmalıdır.
Öte yandan, Ceza Genel Kurulu’nun 25.4.2006 gün ve 2006/123-127 sayılı kararında da açıklandığı gibi, tazyik ve disiplin hapsi kararları 5271 sayılı CMK’nun 223. maddesi anlamında bir (mahkumiyet) hüküm niteliği taşınmamaktadır. Tazyik hapsi 5271 sayılı CMK’nun 2. maddesinde tanımlanan “disiplin hapsi” kavramı içinde kaldığı ve kısmi ve düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verildiğinin belirtildiği, kişinin kendisinden beklenen yükümlülüğü yerine getirdiği takdirde de serbest kalacağı düzenlendiğine göre, belirli bir süreye kadar tazyik hapsine karar verilmesi 5271 sayılı CMK’nun 232/6. maddesine aykırılık teşkil etmeyecektir.
Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname kısmen yerinde görülmekle kısmen kabulü, kısmen de reddi ile kanuna aykırılık halinin giderilmesinin de başkaca hallinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, uygulamada birliğin sağlanması amacıyla … İcra Mahkemesinin 1.6.2005 gün ve 2004/900-2006 sayılı ek kararının BOZULMASINA,
Bozma üzerine 5271 sayılı CMK’nun 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;
Sanık …’nın 5349 sayılı Yasa ile Değişik 5252 sayılı Yasa’nın 7., 5237 sayılı TCK’nun 52/2. maddeleri dikkate alınarak 10 gün karşılığı idari para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığa verilen cezanın günlüğü takdiren 20.00 YTL’den hesaplanarak sonuç olarak 200.00 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, 1.3.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.