Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/4230 E. 2007/4050 K. 30.10.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/4230
KARAR NO : 2007/4050
KARAR TARİHİ : 30.10.2007

MAHKEMESİ : Şişli 2. İcra Mahkemesi

Nafaka borcunu ödememek suçundan sanık …’in 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca 10 gün disiplin hapsi ile cezalandırılmasına dair, Şişli 2.İcra Mahkemesinin 06.07.2006 tarihli ve 2006/759 esas ve 2006/3604 sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine Adalet Bakanlığından verilen 12.12.2006 gün ve … sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 31.01.2007 gün ve K.Y.B.2006/323497 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi,
Tebliğnamede, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344.maddesindeki yaptırım, tazyik hapsi olarak belirlenmiş ise de aynı tarihte yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5349 sayılı Kanunla değişik 7.maddesi 1.fıkrasında, ”Kanunlarda hafif hapis veya hafif para cezası olarak öngörülen yaptırımlar idari para cezasına dönüştürülmüştür” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş olması karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7.maddesi nazara alındığında, 5252 sayılı Kanun’un 7.maddesi 1.fıkrasındaki hükmün sanık lehine olduğu cihetle, sanık hakkında idari para cezasına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında Şişli 3.İcra Müdürlüğünün 2004/16936 esas numaralı dosyasıyla takibe geçildiği, 10.02.2006 tarihli takip talebinde aylık nafaka alacağı talebinde bulunulmayıp, birikmiş nafaka alacağı farkının manevi tazminatın ve faizin talep edildiği, bu durumda adi alacak niteliğinde olan birikmiş nafaka alacağının ödenmemesinin İİK’nun 344.maddesinde düzenlenen suçu oluşturmayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi isabetsizdir.
Her ne kadar tebliğname ile sanık hakkında mahkemece idari para cezasına hükmedilmesi gerekirken, disiplin hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesinin isabetsizliği nedeniyle bozma talebinde bulunulmuş ise de, benzer konuda Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 24.10.1988 tarih, 8/310-390 sayılı kararında “işin başlangıcına ve esasına gidilip eylemin suç olup olmadığı belirlenmeden sonuç kararda kanuna muhalefet hallerini araştırıp tartışmak temelsiz ve anlamsız bir çalışmadır. Bu itibarla kanuna muhalefet nedenleri olarak açıkça ifade olunmasa dahi eylemin suç oluşturup oluşturmadığını araştırmak gerekli ve zorunludur”. Şeklindeki değerlendirme gözönünde bulundurulduğunda, tebliğnamedeki bozma istemini tartışmakta hukuki yarar görülmemiştir.
Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname değişik gerekçe ile yerinde görülmekle Şişli 2.İcra Mahkemesinin 2006/759-3604 sayılı kararının BOZULMASINA,
Bozma üzerine 5271 sayılı CMY’nın 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;
Borçlu sanık … hakkında nafaka borcunu ödememek eyleminden dolayı hakkında açılan davada ceza verilmesine yer olmadığına, hakkındaki cezanın çektirilmemesine, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.