YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/3643
KARAR NO : 2007/3929
KARAR TARİHİ : 24.10.2007
MAHKEMESİ : İstanbul 6. İcra Mahkemesi
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 345/a maddesine aykırılık suçundan sanıklar … ve … haklarında yapılan yargılama sonucunda, 5271 sayılı CMK gereğince şahsi şikayet dilekçesiyle davanın görülmesinin mümkün olmadığından bahisle, anılan Kanun’un 158/2 ve 223/8. maddeleri uyarınca usuli işlemlerin durdurularak, dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair, İstanbul 6. İcra Mahkemesinin 03.05.2006 tarihli ve 2006/31 esas ve 2006/1883 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İİK.nun 346/3.maddesindeki “Bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara, İcra Mahkemesince bakılır” ve aynı kanunun “Muhakeme Usulü” başlıklı 349/1.maddesindeki “şikayet dilekçe ile veya şifahi beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını alan icra mahkemesi duruşma için hemen bir gün tayin edip şikayetçinin imzasını alır ve maznuna celpname gönderir. Şahit gösterilmişse o da celp olunur” hükümleri uyarınca anılan kanunda yer alan suçlar ile ilgili kovuşturmanın, doğrudan icra mahkemesine yapılacak şikayetler üzerine yapılması gerektiği kaldı ki anılan kanunun 345/a maddesinde alacaklının şikayeti arandığı gibi bu maddede düzenlenen suç yönünden farklı bir muhakeme usulü öngörülmediği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemekle kararın 5271 sayılı CMK.nun 309.maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27.06.2007 gün ve 34124 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 02.08.2007 gün ve K.Y.B.2007/148848 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre, sanıklara isnat edilen suç, 2004 sayılı İİK’nun 345/a maddesinde düzenlenmiş olup, “İdare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler veya tasfiye memurları, 179 uncu maddeye göre şirketin mevcudunun borçlarını karşılamadığını bildirerek şirketin iflasını istemezlerse, alacaklılardan birinin şikâyeti üzerine, on günden üç aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmünün getirilmiş olması, yine anılan kanunun 349.maddesinde muhakeme usulüne yer verilmiş olup, buna göre şikayetin dilekçe ile veya şifahi beyanla İcra Mahkemesine yapılacağı, öte yandan 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’un 18.maddesiyle değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 346.maddesinin son fıkrasına göre de “Bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara İcra Mahkemesinde bakılır” hükümleri karşısında, sanıklara yöneltilen suç hakkında iddianame ile dava açılmasının gerekmediği, İcra Mahkemesine verilecek dilekçe ile yargılamaya başlanacağı hususu gözönüne alındığında, yargılamaya devamla davanın esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmekle İstanbul 6.İcra Mahkemesinin 03.05.2006 tarihli ve 2006/31-1883 sayılı kararının BOZULMASINA, sair işlemlerin mahallinde ifasına, dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.10.2007 gününde oy birliği ile karar verildi.