YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/3619
KARAR NO : 2007/3477
KARAR TARİHİ : 02.10.2007
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 112 ada 12 parsel sayılı 23.110,04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz önce kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı adına, bilahare 17.10.2005 tarihli komisyon tutanağı ile tapu kaydı bulunmadığı gerekçesi ile Hazine adına tespit edilmiş, 3. derecede arkeolojik sit alanında kaldığı da beyanlar hanesinde gösterilmiştir. Davacı, askı ilan süresi içerisinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve çekişmeli parselin 16.317,04 metrekare yüzölçümündeki (A) bölümünün davacı adına, 6793 metrekare yüzölçümündeki (B) bölümünün Hazine adına tesciline beyanlar hanesinde çekişmeli parselin 1. ve 3. derecede sit alanında kaldığının gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece taşınmazın temyize konu bölümünün 1. ve 3. derecede sit alanı içerisinde kaldığı, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın doğu ve batısındaki komşu parsellere ilişkin tutanak ve dayanakları ile güneydeki 112 ada 18 sayılı parsele kadastroca uygulanan tapu kaydı getirtilmemiş, mahallinde uygulanarak çekişmeli parsel yönünü ne okuduğu belirlenmemiştir. Yine taşınmazın bulunduğu yerde orman tahdidinin yapılıp yapılmadığı, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılmamış, 2863 sayılı Yasa’nın 11. ve geçici 7. maddesinde değişiklik yapan 5663 sayılı Yasa’nın 1. ve 2. maddeleri uyarınca taşınmazın 1. derecede arkeolojik sit alanında kalan bölümünün zilyetlikle kazanılamayacağı hususu gözönünde bulundurulmamıştır. Bu itibarla öncelikle taşınmazın bulunduğu bölgede bulunan ormanların kadastrosunun yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, orman kadastrosu yapılmış ise kadastro haritası ve tutanağı orman bilirkişileri aracılığıyla usulen mahalline uygulanmalı, taşınmazın bulunduğu bölgede orman kadastrosu yapılmamış ise 1/25 000 ölçekli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları getirtilerek 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca orman bilirkişilerinden düşünce alınmalı, orman olmadığının belirlenmesi halinde de; taşınmazın evveliyatının ne olduğu, zilyetliğin başlangıcı ve sürdürülüş şekli hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri celbedilecek komşu parsel tutanak ve dayanakları kayıtlar ile denetlenmeli, tespite aykırı sonuca varılması halinde kadastro tespit bilirkişileri taşınmaz başında tanık sıfatıyla dinlenilmeli, beyanlar arasında çelişki oluşması halinde yüzleştirme yapılarak giderilmesine çalışılmalı, taşınmazın 1. derecede sit alanında kalan bölümünün 5663 sayılı Yasa’nın 1 ve 2. maddeleri uyarınca zilyetlikle kazanılamayacağı düşünülmeli, teknik bilirkişiye keşif ve uygulamayı gösterir kroki ve rapor tanzim ettirilmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.