Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/3300 E. 2008/3261 K. 06.05.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/3300
KARAR NO : 2008/3261
KARAR TARİHİ : 06.05.2008

MAHKEMESİ : … 1. İcra Mahkemesi

İİK’nun 331.maddesine muhalefet etmek suçundan sanık …’in beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde müşteki vekili tarafından temyiz edildiğinden,Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Sanığa isnat edilen suç, İİK’nun 331.maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nun 331/1.maddesinin birinci fıkrasında “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” ve dördüncü fıkrasındaki “Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması halinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık tarafından, atıl durumda bulunan eklentilerin müştekiye olan borcun ödenmesi amacıyla satış işlemine girişildiğinin, başka taşınmaza nakledilen eklentilerin nakledildiği taşınmaz üzerinde de müştekinin rehin hakkının bulunduğu ve her iki işlemin de bankanın bilgisi dahilinde yapıldığı iddia edildiğine göre, sanığın kastının belirlenebilmesi ve isnat edilen suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının anlaşılabilmesi için,
1-Taraflar arasında yapılan taşınmaz rehin sözleşmesi getirtilerek, atıl olduğu için müşteki tarafın bilgisi dahilinde satıldığı iddia edilen eklentilerin nelerden ibaret olduğu, satılıp satılmadığı, satıldı ise elde edilen gelirin bankaya yatırılıp yatırılmadığı, bu işlemin müşteki tarafın bilgisi ve izni kapsamında gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği araştırılmadan,
2-Başka adrese nakledildikleri iddia edilen eklentilerin müşteki tarafın bilgisi veya izni dahilinde naklinin yapılıp yapılmadığı ile halen nakledildikleri adreste ve kullanılabilir durumda olup olmadıklarının saptanabilmesi için mahallinde uzman bilirkişilerce keşif yapılmaksızın,
Eksik inceleme ile sanığın beraatine karar verilmesi,
3- Kabule göre de; İcra ve İflas Kanunu’nun 331.maddesindeki suçun oluşabilmesi için alacaklının borçlu sanık aleyhine aciz belgesi alması yeterli olduğu gibi bundan ayrı olarak alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde de anılan suçun oluşacağı düşünülmelidir. Bir başka anlatımla atılı suçun oluşması için aciz belgesi alınması şart olmayıp, alacaklının alacağını alamadığını ispatlaması halinde de müsnet suçun oluşacağından şüphe yoktur. Hal böyle olunca borçlu sanık aleyhine aciz belgesi alınmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmesi,
İsabetsizdir. Açıklanan nedenlerle müşteki vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 6.5.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.