Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/3045 E. 2007/3489 K. 03.10.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/3045
KARAR NO : 2007/3489
KARAR TARİHİ : 03.10.2007

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 337/a maddesine aykırılık suçundan şüpheliler … haklarında vuku bulan şikayet üzerine, söz konusu suça ilişkin olarak, İcra ve İflas Kanunu’nun 349.maddesi uyarınca şikayet dilekçesi ile İcra Mahkemesine müracaat edilmesi gerektiğinden bahisle, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 20.12.2006 tarihli ve 2006/47556-32390 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığının 18.01.2007 tarihli ve 2007/49 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanıklara isnat olunan suçun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 337/a maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 1.fıkrasında üç aydan bir yıla kadar hapis cezasının öngörüldüğü, yine anılan Kanun’un 349.maddesinde muhakeme usulüne yer verilmiş olup, buna göre şikayetin dilekçe ile veya şifahi beyanla icra mahkemesine yapılacağı, öte yandan 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’un 18.maddesiyle değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 346.maddesinin son fıkrasında yer alan “Bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara icra mahkemesinde bakılır” hükmü karşısında, sanıklara yöneltilen suç hakkında iddianame ile dava açılmasının gerekmediği, icra mahkemesine verilecek dilekçe ile yargılamaya başlanacağı gözetilmeden itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemekle kararın 5271 Sayılı CMK’nun 309.maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 18.05.2007 gün ve 26025 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 20.06.2007 gün ve 2007/109850 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre, sanıklara isnat edilen suç, 2004 sayılı İİK’nun 337/a.maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, 44. maddeye göre mal beyanında bulunmayan veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlunun, bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, cezalandırılacağının düzenlenmiş olması, yine anılan Kanun’un 349. maddesinde muhakeme usulüne yer verilmiş olup, buna göre şikayetin dilekçe ile veya şifahi beyanla İcra Mahkemesine yapılacağı, öte yandan 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’un 18.maddesiyle değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 346.maddesinin son fıkrasına göre de “Bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara İcra Mahkemesinde bakılır” hükümleri karşısında, sanıklara yöneltilen suç hakkında iddianame ile dava açılmasının gerekmediği, İcra Mahkemesine verilecek dilekçe ile yargılamaya başlanacağı hususu göz önüne alındığında, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmekle Üsküdar 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 18.01.2007 tarihli ve 2007/49 değişik iş sayılı kararının BOZULMASINA, sair işlemlerin mahallinde ifasına, dosyanın yerel mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 3.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.