Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/292 E. 2007/457 K. 01.03.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/292
KARAR NO : 2007/457
KARAR TARİHİ : 01.03.2007

MAHKEMESİ : Zeytinburnu 2. İcra Mahkemesi

Mal beyanında bulunmamak suçundan sanıklar … ve …’in 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 337/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı 10’ar gün disiplin hapsi ile cezalandırılmasına dair, … 2. İcra Mahkemesinin 15.12.2005 tarihli ve 2005/213 esas ve 2005/280 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi,
Dosya kapsamına göre, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 337. maddesindeki yaptırım, disiplin hapsi olarak belirlenmiş ise de, aynı tarihte yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5349 sayılı Kanun’la değişik 7.maddesi 1.fıkrasında, “Kanunlarda hafif hapis veya hafif para cezası olarak öngörülen yaptırımlar idari para cezasına dönüştürülmüştür” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş olması karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7.maddesi nazara alındığında 5252 sayılı Kanun’un 7.maddesi 1.fıkrasındaki hükmün sanık lehine olduğu cihetle, sanıklar hakkında idari para cezasına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemekle kararın 5271 sayılı CMK.nun 309.maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 28.11.2006 gün ve 56016 sayılı Kanun Yararına Bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 5.1.2007 gün ve Y.E.2006/307175 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre, mal beyanında bulunmamak suçu 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’un 337.maddesinde 10 gün hafif hapis cezası ile müeyyide altına alınmış iken 1 Haziran 2005 tarihinde kabul edilip, aynı gün mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair 5358 sayılı Kanun’un 7.maddesi ile İİK’nun 337.maddesindek eylemin yaptırımı 10 gün disiplin hapsine dönüştürülmüştür. Öte yandan, suç tarihinden sonra, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5349 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile değişik 7.maddesinin 1.fıkrası ile “Kanunlarda hafif hapis veya hafif para cezası olarak öngörülen yaptırımlar idari para cezasına dönüştürülmüştür….” , Diğer taraflar yine aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nun 2/1-l maddesinde disiplin hapsi; “kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartlı salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adli sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapis” olarak tarif edilmiştir. Bu çerçevede 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7.maddesi göz önünde tutulduğunda 5349 sayılı Yasa ile değişik 5252 sayılı Kanun’un 7.maddesi sanığın lehine olduğundan aynı maddenin 1.fıkra 1.cümlesi ve 5326 sayılı Kabahatler Yasası’nın 24. ve 5252 sayılı Yasa’nın 9/3. maddelerine göre müeyyidenin İcra Mahkemesince idari para cezası olarak belirlenmesi gerekir.
Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminde atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmekle ve kanuna aykırılık halinin giderilmesinin de başkaca hallinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, uygulamada birliğin sağlanması amacıyla … 2. İcra Mahkemesinin 15.12.2005 gün ve 2005/213 esas, 2005/280 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nun 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Bozma üzerine 5271 sayılı CMK’nun 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;
Sanıklar … ve …’in 5349 sayılı Yasa ile Değişik 5252 sayılı Yasa’nın 7., 5237 sayılı TCK’nun 52/2. maddeleri dikkate alınarak 10’ar gün karşılığı idari para cezası ile cezalandırılmalarına,
Sanıklara verilen cezanın günlüğü takdiren 20.00’er YTL’den hesaplanarak sonuç olarak 200.00’şer YTL idari para cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, 1.3.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.