YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/2657
KARAR NO : 2007/2798
KARAR TARİHİ : 10.07.2007
MAHKEMESİ : İstanbul 7. İcra Mahkemesi
Ödeme şartını ihlal suçundan sanıklar … ve …’ün 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi uyarınca birer ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 7. İcra Mahkemesinin 15.7.2004 tarih ve 2004/2796-2701 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1- Sanıkların taahhüdünü içeren İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2002/3779 sayılı takip dosyasında tutanakta ödenmesi gerekli toplam borç miktarı, tüm ferileri ile birlikte hesaplanıp açıkça gösterilmesi gerektiği, bu hususları içermeyen 24.3.2004 tarihli taahhüdün hukuken geçersiz olduğunun gözetilmeden sanıkların beraati yerine yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemekle kararın 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 2.5.2007 … ve 23084 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 5.6.2007 … ve KYB:2007/96723 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre, borçlu sanıklar hakkında İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2002/3779 esas sayılı dosyasında yapılan takip sırasında 24.3.2004 tarihinde icra müdür yardımcısı huzurunda alacaklı vekilinin kabulüyle düzenlenen taahhütlerde tutanaklarda toplam borç miktarının bütün ferileriyle birlikte hesaplanıp gösterilmediği, taahhütte 27.3.2004 tarihinden 27.8.2005 tarihine kadar takip eden her ay ayda 2.500.000.000 Tl. ödenmesi taahhüt edilmiş iken, son taksit tarihi olan 27.9.2005 tarihinde ödenecek miktar gösterilmeyerek “….27/9/2005 tarihinde bakiyesini takip talebindeki şartlarla ve tüm fer’ileriyle birlikte nakden ve defaten ödemeyi, ödemenin zamanında yapılmaması halinde alacaklının tüm icra işlemlerine devam etmeye muhtar olduğunu kabul, beyan ve taahhüt ederim.” şeklinde taahhütde bulunduğu görüldüğü üzere 27.9.2005 tarihinde ödenecek miktar belirli değildir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.2.2001 tarih, 2001/8-19 esas ve 2001/26 sayılı kararında da belirtildiği üzere, taahhüdü ihlal suçunun oluşabilmesi için ödenecek toplam miktarın rakamsal olarak belirlenmesi, tarafların belirlenen bu miktar üzerinde icap ve kabulde bulunması zorunludur. Ceza sorumluluğunun doğabilmesi için taahhüt esnasında ödenecek miktarın hiç bir kuşkuya yer vermeksizin belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu miktar belirlenmediğinde hangi miktar için taahhütte bulunulduğu, kabulün de hangi miktar nazara alınarak yapıldığı saptanamayacağından, ödeme koşulunun ihlali halinde cezai sorumluluk doğmayacaktır.
Dosya içerisindeki taahhütnamenin incelenmesinden de görüleceği üzere borçlu sanıklar icra masraf ve faizleri olarak kabul ettiği borç miktarını belirlenen tarihler içerisinde ödemeyi taahhüt etmiş, son ödeme tarihi olan 27.9.2005 tarihinde bakiyesini tüm ferileriyle birlikte ödemeyi taahhüt etmişlerdir. 27.9.2005 tarihine kadar oluşacak miktar belirli olmadığından borcun ve taahhüdün miktarının açık olarak saptandığından söz edilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi isabetsizdir.
Bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname kısmen yerinde görülmekle ve kanuna aykırılığın giderilmesinin de başkaca çözümünün bulunmadığı anlaşılmakla, uygulamada birliğin sağlanması amacıyla İstanbul 7. İcra Mahkemesinin 15.7.2004 tarih ve 2004/2786-2701 sayılı kararının BOZULMASINA,
Bozma üzerine 5271 sayılı CMK’nun 309/ 4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;
Borçlu sanıklar … ve …’ün taahhüdü ihlal eyleminden dolayı BERAATLERİNE, hükümlüler hakkındaki cezanın çektirilmemesine,
Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.7.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.