Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/2654 E. 2007/3020 K. 18.09.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/2654
KARAR NO : 2007/3020
KARAR TARİHİ : 18.09.2007

MAHKEMESİ : … İcra Mahkemesi

Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçundan sanıklar …Hastanesi ve ….İflas Dairesi mümessilleri … haklarında açılan davada beraat kararı verilmiş, hüküm müşteki tarafından temyiz edilmesi nedeniyle Dairemizce sanığa atılı suçun dava zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmiş, bu karar üzerine müşteki vekili taleplerinden birisi hakkında karar verilmediğini öne sürerek Dairemize başvurması üzerine Yargıtay C.Başsavcılığının 5.6.2007 günlü yazısı ile dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre, müşteki, 18.11.2002 havale tarihli dilekçesi ile … Sağlık ve Eğitim Hizmetleri A.Ş. ile … Sağlık Hizmetleri A.Ş’nin gerçeğe aykırı beyanda bulunmaları nedeniyle İİK’nun 338.maddesi gereğince cezalandırılmaları ve %40 inkar tazminatına hükmedilmesi talebinde bulunmuş, yargılama sonunda 16.3.2004 gün, 2002/1867 esas ve 2004/209 sayı ile cezalandırma ve tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 16.Hukuk Dairesinin 30.9.2005 tarih, 2004/8917 esas ve 2005/8189 sayılı kararla, “davacı vekilinin itirazın kaldırılması talebinin yanında sanıkların gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan cezalandırılmasını istediği, bu konuda herhangi bir karar verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması”ndan dolayı bozulmasına karar verildiği, ….İcra Mahkemesince, 22.2.2006 tarihli oturumda bozmaya uyulmasına karar verildiği, duruşmanın ertelendiği 5.4.2006 tarihli celsede, alacaklının tazminat isteminin red edildiğini ve bu yöndeki hükmün kesinleştiğini, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan ise unsurları oluşmadığından beraatlerine karar verildiği, müştekinin 10.4.2004 havale tarihli, 11.9.2006 havale tarihli ve 17.6.2006 tarihli temyiz dilekçelerinde istemin gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçuna ve itirazın kesin olarak kaldırılması ile takibin devamına yönelik bulunduğu, temyiz talebinin incelendiği Dairemizce, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına 23.11.2006 tarih ve 2006/4505-7436 sayı ile karar verildiği, bu kez müştekinin 16.2.2007 tarihli dilekçesi ile özetle: “… Yüksek Mahkeme kararında gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçundan suç tarihi itibariyle sanıkların zamanaşımından dolayı cezalandırılamayacağına hükmettiğini, oysa bu davada sanıklara isnat edilen suçun gerçeğe aykırı beyanda
bulunma suçu olduğunu, ikisinin de mahiyetleri, sonuçları ve cezai durumlarının farklı olduğunu, yüksek mahkemenin tüm bunların yanında alacağının tahsiline devam edip edemeyeceği konusuna bir açıklık getirmediğini, davasının konusunun, yaptığı takibe gerçeğe aykırı beyanlarla engel olmaya çalışanların cezalandırılması ve alacağının tahsiline devam edebilmesi için mahkemenin karar vermesinden ibaret iken, gelinen son noktada taleplerinden birinin karara bağlandığını fakat diğerinin müphem kaldığını, bu hususun açıklığa kavuşturulmasının talep edildiği anlaşılmaktadır.
Gerek ikinci kararla ilgili temyiz dilekçesinde gerekse son dilekçesinde tazminat ile ilgili herhangi bir talebi bulunmamaktadır. ….İcra Mahkemesinin 5.4.2006 tarih ve 2006/14-412 sayılı kararının temyiz dilekçesinde tazminat verilmemesi ile ilgili bir istemi bulunmadığı gibi, Dairemizin sadece gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçuna yönelik olarak zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma kararına karşı tazminat konusu hakkında karar düzeltme yoluna başvurmamıştır.
Bu nedenle 16.2.2007 tarihli dilekçesi hakkında yapılacak bir işlem bulunmadığından dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.