Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/2425 E. 2007/3742 K. 17.10.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/2425
KARAR NO : 2007/3742
KARAR TARİHİ : 17.10.2007

MAHKEMESİ : Babaeski İcra Mahkemesi

Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık …’ın İİK’nun 338.maddesi gereğince 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Müşteki taraf 25.05.2006 havale tarihli şikayet dilekçesiyle borçlu sanığın İİK’nun 338. maddesine göre cezalandırılmasını talep etmiştir. Müeyyidesi hapis cezası olarak öngörülen fiillerden dolayı yapılan yargılama sonucunda verilecek kararların yasa yolunun İİK’nun 353/2. maddesine göre temyiz olarak düzenlenmesi karşısında yasa yolunun yanlış gösterilmesi sonuca etkili olmayacağı anlaşılmakla, Mahkemece verilen mahkumiyet kararına karşı borçlu sanık tarafından 17.7.2007 tarihli dilekçenin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile itirazın kabulüne dair işlemler yok hükmünde kabul edilerek, dilekçenin temyiz istemi olarak kabulü ile yapılan inceleme sonucunda;
Borçlu sanığa kararın Tebliğat Kanunu’nun 21.maddesine aykırı olarak, muhatabın geçici olarak adresten ayrılma nedeni araştırılmadan 07.07.2006 tarihinde Tebliğat Kanunu’nun 21.maddesine göre komşusuna tebliğ edildiği, bu şekilde yapılan tebligatın geçersiz olduğu ve bu surette süresi geçtikten sonra 17.07.2006 tarihinde verilen dilekçedeki tarihin öğrenme tarihi olduğu, böylece temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabulü gerekmiştir.
Borçlu sanığın 11.4.2006 tarihinde verdiği mal beyanı dilekçesinde hissedar olduğunu belirttiği 1078, 1633, 1775, 1789 ve 5901 parsel numaralı taşınmazların temyiz dilekçesi ekinde sunulan belgelerden borçlu sanığın murisi … … ait olduğu, veraset ilamından da borçlu sanığın … … mirasçısı olduğunun anlaşılması karşısında atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün istem gibi BOZULMASINA, 17.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.