YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/2317
KARAR NO : 2007/2186
KARAR TARİHİ : 07.06.2007
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 109 ada 9, 17 ve 110 ada 2 parsel sayılı 2238.07, 264.26 ve 1457,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tesbit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içerisinde çekişmeli taşınmazların ortak muris … mirasçıları adına tespiti gerektiği iddialarına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve çekişmeli parsellerin tamamı 48 pay itibariyle 24/48’er paylarının davalı …, 18/48 paylarının davalı … … ve 1/48’er paylarının … evlatları davacılar Havva Kalyoncu ile … , … , … , … ve … adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 109 ada 9, 17 ve 110 ada 2 parsel sayılı taşınmazların muris …’ten kalıp murisin tüm mirasçıları adına tapuya tescilinin gerektiği ve oturumlarda beyanları alınan bazı mirasçıların hak devirlerinde bulundukları gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davalı …, 6.10.2006 ve 8.12.2006 tarihli oturum beyanlarında, davacının babasından gelen hakkı bulunduğunu, davacının … mirascısı olarak hakkını almasını kabul ettiğini bildirmiş, davaya karşı yazılı beyanlarını sunduğu 16.01.2007 tarihli dilekçesinde kadastro tespitlerinin fiili duruma ve murisleri …’nın 1989 yılında ölümünden sonra ağabeyi … ile aralarında yaptıkları taksime uygun olarak yapıldığını, bu şekilde ortak muristen kalan 6045 metrekare yüzölçümünde bir başka taşınmazın 2/5 hissesinin ağabeyi ve davacının babası … , 3/5 hissesinin … oğlu … … adına tespit edildiğini, davacının da kendi babasından gelen miras payı oranında hak sahibi olacağını, dava dilekçesinde … … ‘in de davalı gösterilmesi nedeniyle beyanının bu şekilde anlaşılması gerektiğini savunmuştur. Kadastro Müdürlüğünce ilgililer adına belgesizden yapılan tespitleri gösteren 30.10.2006 tarihli müzekkere eki belgeye göre Ağaçlı Köyünde 223 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı … adına tam hisse olarak tespit edildiği, diğer ilgililer adına tespit yapılmadığı bildirilmiştir. 6.10.2006 tarihli oturuma katılan davalı … … , kendi üzerine yer yazdırmadığını, babasının üzerine yer yazdırdığını beyan etmiştir. Yetersiz araştırma ve inceleme ile açık olmayan beyanlara dayanılarak hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi ve davalı …’in oturumlardaki kabul beyanlarının sıhhatinin ve kapsamının değerlendirilmesi, belirsizliğin giderilmesi, tarafların gerçek iradelerinin tespiti amacıyla mahallinde usulen keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşifte, davalı …’ten oturumlardaki beyanlarının hangi taşınmazlar yönünden olduğu davaya konu taşınmazların başında açıkça sorulup saptanmalı, dava konusu 109 ada 9, 17 ve 110 ada 2 parseller hakkındaki davayı kabul ettiğini bildirmesi halinde, kabul beyanı doğrultusunda hüküm kurulmalıdır. Davalı …’in davayı kabulünün dava konusu taşınmazlar yönünden olmadığını bildirmesi halinde ise işin esasına girilerek araştırma ve inceleme yapılmalıdır. Yapılacak bu araştırma ve incelemede, muris … terekesinin mirasçıları arasında usulen taksim edilip edilmediği, terekeye hangi taşınmazların dahil olduğu, dava konusu taşınmazların terekeye dahil olup olmadığı, tereke taksim edilmişse dava konusu taşınmazların kime düştüğü, taksimin kadastro tespitine kadar bozulup bozulmadığı, taksime tüm mirasçıların katılıp katılmadığı, taksim sözleşmesi yapılıp yapılmadığı, bazı mirasçılar adına müstakil tespiti yapılan taşınmazların terekeye dahil olup olmadığı, murisin terekesi taksim edilmişse 20.03.2006 tarihli belgenin ne amaçla düzenlendiği tek tek sorulup saptanmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler usulen giderilmeli, tespite aykırı bir sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri de dinlenmek suretiyle davacının dava konusu taşınmazlarda hak sahibi olup olmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Davalı …’in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 07.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.