Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/213 E. 2007/426 K. 01.03.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/213
KARAR NO : 2007/426
KARAR TARİHİ : 01.03.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 103 ada 45 parsel sayılı 5214.41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu beyanlar hanesinde belirtilerek … adına tesbit edilmiştir. Davacılar vekili, yasal süresi içerisinde irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli parselin hisseleri oranında … mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ve temyize konu taşınmaz ölü olduğu beyanlar hanesinde belirtilmek suretiyle … adına tespit edilmiş, davacılar vekili çekişmeli taşınmazın … kızları … ve …’dan intikal etmiş olup … kızı … mirasçılarına pay verilmediği iddialarına dayanarak dava açmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık çekişmeli taşınmazın ortak kök muristen kalıp kalmadığı ile ortak kök muristen kalmışsa usulen taksim edilip edilmediği ve taksim edilmişse kimin payına düştüğü hususundadır. Mahkemece bir insan ömrünü aşan kullanımın taksime karine oluşturacağı kabul edilerek davacıların davalarının reddine ve çekişmeli taşınmazın hisseleri oranında … mirasçıları davalılar adlarına tesciline karar verilmişse de mahkemenin kabulü dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Aynı dava dilekçesi ile dava açılan 106 ada 15, 103 ada 45 ve 101 ada 170 sayılı taşınmazlarla ilgili davaların ayrıldığı ve 101 ada 170 sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilip kararın kesinleştiği ilam örneği altına düşülen kesinleşme şerhinden anlaşılmaktadır. Kural olarak bir yada birden fazla taşınmaz hakkında açılan davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğer davaların sonucunu etkileyeceğinin anlaşılması halinde, davalar arasında fiili ve hukuki irtibatın varlığının kabulü ile ilgili davaların birleştirilerek görülmesi gerekir. Öncelikle davacılar tarafından aynı dava dilekçesi ile dava açılan ve kök muristen kalıp kalmadığı, kök muristen kalmışsa mirasçıları arasında usulen taksim edilip edilmediği ve varsa taksimde kime düştüğü çekişmeli olan taşınmazlarla ilgili davalar birleştirilmeli, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması bu nedenlerle isabetsiz olup davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 01.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.