Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/2059 E. 2007/2017 K. 21.05.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/2059
KARAR NO : 2007/2017
KARAR TARİHİ : 21.05.2007

MAHKEMESİ :Ağır ceza Mahkemesi

Taahhüdü ihlal suçundan sanıklar … ve … … haklarında açılan davada ödeme taahhüdünün usulüne uygun olmadığından bahisle ceza tertibine yer olmadığına dair, Kozan İcra Mahkemesinin 18.01.2007 tarihli ve 2006/212 esas, 2007/3 sayılı kararına karşı yapılan itirazın sanıkların üzerine atılı suçun unsurlarının oluştuğundan bahisle kabulüne ve yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine tevdiine ilişkin, Kozan Ağır Ceza Mahkemesinin 26.1.2007 tarihli ve 2007/25 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; Kozan İcra Mahkemesince davanın esasına girilerek yapılan yargılama sonunda sanıkların üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle ceza tertibine yer olmadığına karar verilmesi karşısında; 2004 sayılı Kanun’un itiraz başlıklı 353. maddesindeki; “İcra Mahkemesinin bu bap hükümlerine göre verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde, yargı çevresinde bulunan ağır ceza mahkemesine itiraz edilebileceği, itiraz üzerine verilen kararın kesin olduğu, İcra Mahkemesinin bu bapta yer alan suçlarla ilgili olarak 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanacağı” şeklinde düzenlenen hükmü ve Kozan İcra Mahkemesince verilen karara karşı itirazın kabul edilerek cezanın kaldırılmasına karar verilmiş olunması karşısında 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 271/2. maddesi hükmü doğrultusunda itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemekle kararın 5271 Sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 16.4.2007 gün ve 20241 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 2.5.2007 gün ve K.Y.B.2007/85405 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre; Kozan İcra Mahkemesince borçlu sanıklar hakkında yapılan yargılama sonucunda ceza tertibine yer olmadığına karar verilmiş, karara yönelik itiraza bakan Kozan Ağır Ceza Mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, borçlu sanıklara isnat edilen suçun unsurlarıyla oluşması nedeniyle itirazın kabulüne, dosyanın yeniden karar verilmek üzere icra mahkemesine tevdiine karar verildiği anlaşılmıştır.
./..

20072059-2017 S/2

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.11.2006 tarih ve 2006/220-231 sayılı kararında da açıklandığı üzere “1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK.nun “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (L) bendinde disiplin hapsinin tanımı; “kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartlı salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adli sicil kayıtlarına geçirilemeyen hapsi ifade eder.” olarak yapılmıştır…“disiplin hapsi ve hapsen tazyik yaptırımı 5237 sayılı TCK.nunda düzenlenen yaptırımlardan farklı niteliktedir. Bu nedenle de, duruşma açılarak yapılan bir yargılama sonunda verilmelerine karşılık, 2004 sayılı İİK.nun 353/1. maddesinde yasa yolu olarak itiraz yasa yolu öngörülmüştür. Anılan hükümler gözetildiğinde, gerek disiplin hapsi gerekse hapsen tazyik yaptırımı tayin edilen kararlar, CMK.nun 223. maddesinde belirtilen “hüküm” niteliğinde değildirler ve bunlar hakkında hükümler için öngörülen yargılama kuralları uygulanamaz.” şeklinde yapılan değerlendirmeden de anlaşılacağı üzere, İcra ve İflas Kanunu’nda müeyyidesi disiplin hapsi ve tazyik hapsi olarak saptanan eylemlerin kabahat olduğu belirtilmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanunu anlamında itirazın, kural olarak itiraz olunan kararı veren mahkemeye yapılacağı ve ilk inceleme kararı veren mahkemece gerçekleştirilip, kararın düzeltilebileceği, yerinde görmezse en çok üç gün içinde itirazı inceleyecek mercie göndermesi gerektiği (CMK.md.268/1-2), buna karşılık İcra ve İflas Kanununda İcra Mahkemesinin itiraza tabi verdiği kararlara itirazın 5358 sayılı Yasa ile değişik İİK.nun 353/1. maddesi uyarınca yedi gün içerisinde yargı çevresinde bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesine yapılması gerekmekte olup, bu anlamda Ceza Muhakemesi Kanunundaki sistemden ayrıldığı, Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki itiraz kanun yolu bir suç muhakemesi sonucunda verilen yargı kararları için olduğu, nitekim anılan kanunun “İtiraz usulü ve inceleme merciileri” başlıklı 268. maddesinde kararına itiraz edilecek ve itirazı inceleyecek mahkemeler Sulh Ceza, Asliye Ceza, Ağır Ceza ve Bölge Adliye Mahkemesi olarak belirlendiği, buna karşılık İcra ve İflas Kanununda, İcra Mahkemesinin itiraza tabi verdiği disiplin hapsi ve tazyik hapsine ilişkin kararlar, dar ve teknik anlamda “suç” karşılığı verilen kararlar olmadığı, 5271 sayılı CMK.nun 268. maddesinde kararına itiraz edilecek mahkemeler arasında icra mahkemesinin gösterilmediği cihetle, İcra ve İflas Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca icra mahkemesince verilen itiraza tabi kararlara itirazın yedi gün içerisinde doğrudan Ağır Ceza Mahkemesine yapılması gerektiği, anılan maddede ilk incelemenin icra mahkemesince yerine getirileceğine dair bir düzenlemenin de bulunmadığı gözetildiğinde, itiraz hakkında Ağır Ceza Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekte ise de, bu durum yargılaması tamamlanmış, herhangi bir delil ya da sair araştırma ihtiyacı bulunmayan haller içindir. Somut olayımızda bu durum gerçekleşmiştir.
Konunun bir kez de Kabahatler Kanunu yönünden irdelenmesinde ise, anılan kanunun “itiraz yolu” başlıklı 29. maddesinde, “(1) Mahkemenin verdiği son karara karşı, yargı çevresinde yer aldığı Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın tebliği tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yapılır. (2) İtirazla ilgili karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir. (3) Mahkeme, her bir itirazla ilgili olarak “itirazın kabulüne” veya “itirazın reddine” karar verir…..” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere Kabahatler Kanununda da itirazı inceleyecek Ağır Ceza Mahkemesinin “itirazın kabulüne” veya “itirazın reddine,” karar verir şeklinde düzenleme getirilmiştir. Ancak itirazın kabulüne karar vermesi
./..

2007/2059-2017 S/3

halinde itirazın konusu hakkında da bir karar vermesi gerektiği hususunda bir düzenleme yok ise de, itirazı kabul eden Ağır Ceza Mahkemesinin bu yönde hüküm oluşturması gerektiği de kuşkusuzdur. Dosya içerisinde araştırılması gereken bir husus ve toplanması gereken bir delil de bulunmadığına göre, itirazın kabulü ile icra mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar veren Kozan Ağır Ceza Mahkemesinin, itirazın esası hakkında da bir karar vermesi gerekirken, bu konuda karar verilmek üzere dosyanın Kozan İcra Mahkemesine gönderilmesine karar vermesi isabetsizdir.
Bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmekle, Kozan Ağır Ceza Mahkemesinin 26.1.2007 tarih ve 2007/25 değişik iş sayılı kararının BOZULMASINA, sair işlemlerin mahallinde ifasına, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.