Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/1737 E. 2007/1424 K. 30.04.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/1737
KARAR NO : 2007/1424
KARAR TARİHİ : 30.04.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sırasında 117 ada 113, 115, 116, 125 ada 3, 146 ada 91, 92, 141 ada 73, 133 ve 151 parsel sayılı ve 24725, 20320, 19119, 5103, 17000, 4250, 125750, 12500, 7000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 146 ada 92 ve 141 ada 151 parseller toprak tevzi komisyonu tevzi cetveli, vergi kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, diğer parseller ise Hazine adına 4753 sayılı Yasa ile oluşan tapu kayıtları, satın alma, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve Kadastro Yasası’nın 46. maddesi gereğince 1/2 hissesi ölü …, 1/2 hissesi … adına tespit edilmiştir. Davacı …, yasal süresi içinde taşınmazları kendisinin satın aldığı ve 20 yılı aşkın zilyet bulunduğu, diğer tespit maliki ve mirasçılarının zilyetliğinin bulunmadığı iddiasına dayanarak taşınmazların tamamının adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişme konusu 141 ada 73, 33, 151, 117 ada 113, 115, 116, 125 ada 3,146 ada 91, 92 parsellerin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların öncesinin Hazine adına kayıtlı iken, 4753 sayılı Yasa çerçevesinde … adına verildiği, maliki tarafından davacı ve davalıya müştereken satıldığı, davacının taşınmazları tek başına satın aldığı yönündeki iddiasını ispat edemediği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Niza konusu taşınmazlardan 146 ada 92 ve 141 ada 151 parsellerde 1937 tarihli tahrir kayıtları, diğer parsellere 4753 sayılı yasa ile oluşan tapu kayıtları uygulanarak Toprak Tevzi Komisyonunca düzenlenen cetvellerde… bazı parsellerde Sancaktar ve ortakları adına kayıtlı olduğu ve maliklerinin satışı ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46.maddesi gereğince 1/2 hisseler oranında davacı … ile kardeşi ölü … … adına tespit edilmiş iken davacı taşınmazları kendisinin tek başına satın aldığı ve 20 yılı aşkın zilyet bulunduğunu iddia etmiş ve adi satış senetleri ile noterlikçe düzenlenen gayrimenkul satış vaadi senedine dayanmıştır. Davalı taraf ise murisleri …’in bir kısım tapu maliklerinden 25.9.1979 tarihli Noterlik satış vaadi senedi ile satın aldığı, davacı ile müştereken zilyet bulunduklarını savunmuştur. Mahkemece tarafların dayandığı satış senetlerinin aslı dosyaya ibraz ettirilerek ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde geçen tapu kayıtlarının hangilerinin
./…
2007/1737-1424 SH.2

taşınmazlara ait olduğu taraflara açıklattırılarak, kayıtlar celp edilmemiş, kayıtlar ve satış senetleri uygulanarak, satış senetlerinde imzası bulunanlar tanık sıfatı ile dinlenerek kapsamları ve aidiyetleri belirlenmemiştir. Mahkemece yapılan keşifteki beyanlara göre, davacının tek başına 1979’dan beri zilyet bulunduğu belirtildiği halde, bu kadar uzun bir süre davacının tek başına zilyetliğinin nedeni araştırılmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece tarafların dayandığı satış senetlerinin aslı dosyaya ibraz ettirilmeli, taraflara dayandıkları noterlik satış vaadi sözleşmesinde belirtilen tapu kayıtlarından hangilerinin hangi taşınmaza ait bulunduğu ve hangi kayıtlara dayandıkları açıklattırılmalı, bildirilen kayıtlar ilk tesisinden itibaren dosyaya getirtilmeli, nizalı taşınmazların başında yerel bilirkişiler, tarafların bildirdiği tüm tanıklar ile dayanılan satış senetlerinde imzası bulunan senet tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişiler ve senet tanıkları yardımı ve teknik bilirkişi aracılığıyla satış senetleri ve senetlerde geçen kayıtlar uygulanarak kapsamları ve taşınmazlara uyup uymadığı belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği, kimin ne zamandan beri zilyet bulunduğu, davacı ile davalı murisinin taşınmazları birlikte alıp almadıkları, davacının uzun süreli olarak tek başına zilyetliğinin nedeni etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tesbit bilirkişilerin tanık sıfatı ile dinlenip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, sadece ortak olarak traktör alınması ve bu traktör ile taşınmazların sürülmesinin başlı başına mülkiyetin de ortak olduğunu gösterip göstermeyeceği tartışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.4.2007 günüde oybirliğiyle karar verildi.