YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/1637
KARAR NO : 2007/1535
KARAR TARİHİ : 02.05.2007
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 333/a maddesine aykırılık suçundan şüpheliler … ve … haklarında vuku bulan şikayet üzerine, söz konusu suça ilişkin olarak, aynı Kanun’un 349.maddesi uyarınca şikayet dilekçesi ile icra mahkemesine müracaat edilmesi gerektiğinden bahisle, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen, 20.12.2006 tarihli ve 2006/47554-32385 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii Üsküdar 1.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığının 16.02.2007 tarihli ve 2007/25 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanığa isnat olunan suçun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 333/a maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 1.fıkrasında “….bu işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması halinde, alacaklının şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır” hükmünün yer aldığı, yine anılan Kanun’un 349.maddesinde muhakeme usulüne yer verilmiş olup, buna göre şikayetin dilekçe ile veya şifahi beyanla icra mahkemesine yapılacağı, öte yandan 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’un 18.maddesiyle değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 346.maddesinin son fıkrasında yer alan “bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara, İcra Mahkemesince bakılır” hükmü karşısında, sanığa yöneltilen suç hakkında iddianame ile dava açılmasının gerekmediği, icra mahkemesine verilecek dilekçe ile yargılamaya başlanacağı gözetilmeden itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemekle kararın 5271 sayılı CMK’nun 309.maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 27.3.2007 gün ve 16739 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 10.04.2007 gün ve K.Y.B.2007/66736 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre, şüphelilere isnat edilen suç, 2004 sayılı İİK’nun 333/a.maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratma kastıyla ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara soktukları takdirde, bu işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması halinde alacaklının şikayeti üzerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve 5000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan anılan Kanun’un 349.maddesinde muhakeme usulüne yer verilmiş
olup, buna göre şikayetin dilekçe ile veya şifahi beyanla İcra Mahkemesine yapılacağı, belirtilmiş diğer taraftan 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’un 18.maddesiyle değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 346.maddesinin son fıkrasına göre de “Bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara İcra Mahkemesinde bakılır” hükmü getirilmiş olması karşısında, şüphelilere yöneltilen suç hakkında iddianame ile dava açılmasının gerekmediği, İcra Mahkemesine verilecek dilekçe ile yargılamaya başlanacağı hususu göz önüne alındığında itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmekle Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.02.2007 tarihli ve 2007/25 Değişik İş Sayılı kararının BOZULMASINA, sair işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.