YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/1636
KARAR NO : 2007/1538
KARAR TARİHİ : 02.05.2007
MAHKEMESİ : Tekirdağ İcra Mahkemesi
Mal beyanında bulunmamak suçundan sanık …’ın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 337/1. maddesi gereğince 10 gün disiplin hapsi cezası ile cezalandırılmasına dair, Tekirdağ İcra Mahkemesinin 11.5.2006 tarihli ve 2006/1468-1798 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1- Dosya kapsamına göre, sanığa ödeme emrinin 24.5.2005 tarihinde tebliğini müteakip, suç tarihinin 1.6.2005 olup, müşteki vekilinin 27.7.2005 tarihinde haciz talebinde bulunduğu sırada suçun işlenmiş olduğunun öğrenilmesi karşısında, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “şikayet süresi” başlıklı 347. maddesindeki “Bu bapta yer alan fiillerden dolayı şikayet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay ve herhalde fiilin işlendiği tarihten itibaren 1 yıl geçmekle düşer” şeklindeki düzenlemeye nazaran, suçun işlendiğinin öğrenildiği 27.7.2005 tarihi ile şikayet dilekçesinin verildiği 27.2.2006 tarihi arasında 3 aydan fazla sürenin geçtiği cihetle, sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2- 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 337. maddesindeki yaptırım, disiplin hapsi olarak belirlenmiş isede, aynı tarihte yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5349 sayılı Kanunla değişik 7. maddesi 1. fıkrasında, “kanunlarda hafif hapis veya hafif para cezası olarak öngörülen yaptırımlar idari para cezasına dönüştürülmüştür” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş olması karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi nazara alındığında, 5252 sayılı Kanun’un 7. maddesi 1. fıkrasındaki hükmün sanık lehine olduğu cihetle, sanık hakkında idari para cezasına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemekle kararın 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 27.3.2007 gün ve 16794 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C. Başsavcılığının 10.4.2007 gün ve K.Y.B.2007/66735 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre, borçlu sanık hakkında Tekirdağ İcra Müdürlüğünün 2005/5062 esas sayılı dosyası ile yapılan takipte ödeme emrinin 24.5.2005 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilip suçun 1.6.2005 tarihinde oluştuğu müştekinin icra dosyası üzerinden yaptığı 27.7.2005 tarihli haciz talebiyle suçu öğrenmesine karşın 27.2.2006 gününde şikayette bulunduğu anlaşılmıştır.
./..
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 5358 sayılı Kanun’la değişik 347. maddesinde şikayet hakkının fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşeceğinin öngörülmüş olması karşısında, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarih ile şikayet tarihi arasında üç aylık sürenin geçmiş olduğu gözetilmeden İİK’nun 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Şikayet hakkının düşürülmesi kararı davayı esastan çözümleyen bir karar olması nedeniyle Tebliğnamenin (2) numarası altındaki istemin tartışılmasında hukuki yarar görülmemiştir.
Bu nedenle Yargıtay C. Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname kısmen yerinde görülmekle Tekirdağ İcra Mahkemesinin 11.5.2006 gün ve 2006/1468-1798 sayılı kararının, 5271 sayılı CMY’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Bozma üzerine 5271 sayılı CMY’nın 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;
Sanık … hakkında açılan davada 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 347. maddesi uyarınca müştekinin şikayet hakkının DÜŞÜRÜLMESİNE, hükümlü hakkındaki cezanın çektirilmemesine dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 2.5.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.