Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2007/1634 E. 2007/1478 K. 30.04.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/1634
KARAR NO : 2007/1478
KARAR TARİHİ : 30.04.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sırasında 129 ada 11 parsel sayılı 2450.07 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz … …, 129 ada 28 ve 159 parsel sayılı 2302.23 ve 2384.65 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar … mirasçıları adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edilmiştir. Davacı Hazine vekili, yasal süresi içinde taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parsellerin Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan … … tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların tespit malikleri ve mirasçıları tarafından 15-20 yıldır kullanılmadığı ve iradi terk olgusunun gerçekleştiğinden bahisle Hazinenin davasının kabulüne ve çekişmeli parsellerin Hazine adına tescillerine karar verilmiş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mümeyyiz davalı, taşınmazı 2-3 yıldır verimsiz olduğu ve işleri gereği Ankara’da oturdukları için ekip biçemediklerini, ancak taşınmazların otunu biçerek kullandıklarını, dinlenen mahalli bilirkişilerin farklı mahalleden oldukları için taşınmazları bilmelerinin mümkün olmadığını, Belediyeye emlak beyanının verildiğini ileri sürmüştür. Dinlenen yerel bilirkişilerin beyanları zilyetliğin terki iradesini açıklamaya yeterli bulunmamaktadır. Bu nedenle; mahkemece taraflardan zilyetlik ile ilgili delilleri sorulup, toplandıktan sonra mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı hususunda olaylara dayalı bilgi alınmalı, sadece ekonomik olmaması nedeniyle ekip biçmemenin zilyetliği terk iradesini göstermeyeceği, taşınmazların davalılara ait olduğunun bilinmesi davalıların hakimiyetlerini sürdürmeleri veya davalılarca 3. kişilerin müdahalesine izin verilmemesi hallerindede zilyetliğin terkinden söz edilemeyeceği hususları da keşifte irdelenmeli, tespite aykırı sonuca varılması halinde tespit bilirkişilerinin tamamı tanık sıfatıyla dinlenilerek ve gerektiğinde yüzleştirme yapılarak mülk edinme koşullarının davalılar yararına oluşup oluşmadığı davalı tarafın zilyedliği terk edip etmediği kesin olarak belirlenmeli ve tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz bulunduğundan davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.4.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.