YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/5689
KARAR NO : 2006/6992
KARAR TARİHİ : 06.11.2006
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 4862 ada 178 parsel sayılı 2705.12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı … mirasçıları, yasal süresi içinde Asliye Hukuk Mahkemesi ilamına dayanarak murisleri …’a ait iken kendilerine intikal ettiğinden veraset ilamına göre adlarına tescil istemişlerdir. Yargılama sırasında Hazine, taşınmazın zilyetlikle iktisap edilemeyeceği ve zilyetlik şartlarının oluşmadığı iddiasına dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişme konusu 4862 ada 178 parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve müdahil Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya yasalar gereğince Devlete intikal eden yerlerle ilgisinin olmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki bilgilerden ve Dairemizce incelenen komşu parsellerle ilgili dosyalardan aynı adada yer alan parseller hakkında davacıların aynı tescil ilamına dayanarak açtıkları çok sayıda davanın bulunduğu, ve bu davalara Hazine’nin taraflar yararına iktisap şartlarının oluşmadığı nedenine dayanarak müdahil olduğu belirlenmiş bulunmaktadır. Taşınmazların niteliğinin doğru olarak belirlenmesi, davacı tarafın dayanağını oluşturan Asliye Hukuk Mahkemesi ilamının kapsamının sağlıklı olarak tesbit edilmesi, yargılamanın kısa zamanda ve en az masrafla sonuçlandırılıp varılacak sonucun doğru olması için bu tür davaların birleştirilerek yürütülmesi gerekir. Mahkemece bu husus nazara alınmadan yargılama yapılıp davanın sonuçlandırılması doğru değildir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için öncelikle aynı adada yer alan ve aynı nedene dayanılarak davaya konu edilen tüm taşınmazlarla ilgili dava dosyaları birleştirilmeli, bundan sonra birleştirilen taşınmazları kenardan çevreleyen komşu arazilerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tesbit edilecek taraf tanıkları, orman ve … mühendisleri huzuruyla keşif icra edilmelidir.
Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında dayanılan Asliye Hukuk Mahkemesinin tescil ilamıyla diğer kayıtlar uygulanıp kapsamları belirlenmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin orman, mer’a, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ihyaya konu edilip edilmediği, imar ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, uzman … mühendisi ve orman mühendisinden taşınmazların niteliğiyle ilgili olarak ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tescil ilamıyla diğer kayıtların kapsamı belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 6.11.2006 gününde oy birliği ile karar verildi.