Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2006/4863 E. 2006/8028 K. 18.12.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/4863
KARAR NO : 2006/8028
KARAR TARİHİ : 18.12.2006

MAHKEMESİ : … İcra Mahkemesi

Ödeme şartını ihlal suçundan sanık … …’ın 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340/1. maddesi uyarınca 1 ay disiplin hapsi ile cezalandırılmasına dair, … İcra Ceza Mahkemesinin 4.10.2005 tarihli ve 2004/78 esas 2005/92 sayılı kararı kapsayan dosya incelendi.
1- Dosya kapsamına göre, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “muhakeme usulü” başlıklı 349. maddesi ile “duruşma” başlıklı 350. maddesine nazaran İcra Mahkemesince 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesindeki yaptırım, tazyik hapsi olarak belirlenmiş ise de aynı tarihte yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5349 sayılı Kanun’la değişik 7. maddesi 1. fıkrasında, “Kanunlarda hafif hapis veya hafif para cezası olarak öngörülen yaptırımlar idari para cezasına dönüştürülmüştür” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş olması karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi nazara alındığında, 5252 sayılı Kanun’un 7. maddesi 1. fıkrasındaki hükmün sanık lehine olduğu cihetle, sanık hakkında idari para cezasına hükmedilmesi gerektiği,
2- Duruşma açılarak yargılama yapılması gerektiği gözetilmeden, sanığın savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle evrak üzerinden karar verilmesinde isabet görülmemekle kararın 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 4.7.2006 gün ve 30736 sayılı Yazılı Emirlerine atfen Yargıtay C. Başsavcılığının 20.7.2006 gün ve Y.E.2006/163296 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 349 ve 350. maddelerine göre İcra Mahkemesince duruşma açılarak yargılama yapılması gerekmektedir. Mahkemece duruşma açılmaksızın, sanığın savunma hakkının kısıtlanması suretiyle dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan; Tebliğnamedeki (1) no’lu düşüncede belirtilen hukuka aykırılığın mahalli mahkemesinde yeniden yargılanmayı gerektirmesi nedeniyle, Dairemizce de yerinde olduğu düşünülen (2) no’lu düşünceyi tartışmakta bu aşamada hukuki yarar öngörülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309/4-b maddesine aykırılık, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik olması nedeniyle bozmadan sonra yerel mahkemesince yeniden hüküm kurulması gerekir.
Bu nedenlerle Yargıtay C. Başsavcılığının Yazılı Emre atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmekle ve kanuna aykırılığın giderilmesinin de başkaca çözümünün mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, uygulamada birliğin sağlanması amacıyla … İcra Mahkemesinin 4.10.2005 gün ve 2004/78-2005/92 sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair işlemlerin mahallinde ifasına, hükümlü hakkındaki cezanın çektirilmemesine, dosyanın mahkemesine iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.12.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.